Bitişi Anlattım Şiiri - Itır Sema Ertaş

yavaşça çözdün bağlarımı
yavaşça kopardın bizi
yönü olmayan, savunmasız bir sal gibi
kıyılarından sürüklendim açık denizlere
yavaşça kopardın beni senden
kendi ellerinle iterken bilinmeyene...

yine de ben, uzaklaşırken senden
hep bir umut.. dönüp dönüp baktım ardıma
belki hâlâ bizi bağlayan birşey kalmıştır diye,
oysa sen, durup beklemedin bile
giderken ben, bilinmeyene...

zaman sürükledi beni açıklara
kıyıların görünmez bir uzaklıkta kaldı
avuçlarım hâlâ sıcaktı
yüzüne dokunurdum avuç içlerimle
ve hâlâ kokun vardı
nefesimde bile
için hiç sızlamadı
biliyorum...
belki de anlamamak daha kolaydı

hangi gerçek daha acıydı?
bir bilinmezde, yapayalnız savunmasız olmak mı
yoksa, içime işleyen seni unutmak mı...
koca bir deniz, yok etmeye hazır bir hayattı...
kaybolmuş bir çocuktu gözlerim
şaşkın, ağlamaklı ve çaresiz
hani oradan elini uzatsan...
uzatmadın ve zaman sürükledi beni...
ağır ağır uzaklaştım kıyılarından
ağır zamanlar işledi içime
bilinmez bir hayata gittikçe
sen küçüldün gözümde...

şimdi yanan benin külleri üstümde
seni benden savuracak bir rüzgar bekliyorum...

ıssız bir denize giderken ben
üç şey götürdüm kendimle;
seni, kendimi ve inandıklarımı
önce seni tükettim kendimde
söndüm dediğim an binlerce kez yanarak
ölmeyi diledim bağıra bağıra ağlayarak
kaç kez acımdan çıldırdım
kaç gece olmayan senle uyuyarak
seni tükettim kendimde
içimde sana taştan bir mezar yaparak...

sonra kendimi tükettim seninle birlikte
aynı ışıltıyla gülümseyemedim bir daha
kalbim durdu... deli gibi çarpmadı hiç bir dokunuşta
sildim kendimi, kendi defterimden
adımı bile söyleyesim yoktu
kendimi cezalandırdım seni sevdim diye
seni seven beni de tükettim sonunda
istenmeyen bir bebek gibi aldım içimden onu
savurup attım bilinmeyen bir yana

bu kadar acıyı yaşattın ya bana
söylediğin her bir söz arşda çıksın karşına
ben seni yaşarken içimde bağıra bağıra
beni yok saydığın her anın acısı şahidim olsun
bu su, bu yıldızlar,
ve adınla uyuduğum her gece
gözlerimden akıttığın her bir damla
ve acımı bastırmak için kanattığım her bir yara
şahidim olsun,
yüzüne dokunduğum avuç içlerim
gözlerini görmek için beklediğim her bir dakika
ve uğruna sildiğim bir ömür şahidim olsun
melekler yıkayıp getirse seni bana
isminle gömdüm seni,
dönmeyeceğim sana...