Barış, sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların.
Sıcacık bir ekmektir o. Barış, bir annenin
gülümseyişinden başka bir şey değildir.
Y. Ritsos
Elini yüreğinin üstüne koydu. Yorgundu, yılların yaşanmışlığı saçlarında ışık gibi duruyordu annenin. Evlatlarının sıcaklığıyla gönendi gönlü.... Dört fidan... Dört yürek gülü... Yemedi yedirdi, içmedi içirdi denir çoğu kez anneler için. O da öyle yaptı. Hastalıklar, yokluklar, kimi zaman imkânsızlıkların acımasız gerçekliğine boyun eğmeyen anne direnciyle kotardığı çareler geldi dizildi gözlerinin önüne... Başardım dedi, ama başardım... Dördünü de büyüttüm, artık koca bir yaşam var önlerinde. Biz onlara bütün sevgi bahçelerini sunduk, o bahçelerin en güzel çiçeklerini yataklarına örtü yaptık... Onları koruduk, onları hayatın kollarına güvenle bırakacağız... Yorgunum dedi anne... Ama mutluyum... Sofrasını kurdu, iç huzuruyla donattığı sofrasını çocuklarına hazır etti... Akşam alacası yavaş yavaş sararken kenti, anne çocuklarını çağırdı yanına... Sonra hepsini sırasıyla sarıp sarmaladı, bağrına bastı. Dört evlat ve annenin kolları... Dört evlat ve annenin kolları sevgi yumağı gibi dolaştılar birbirlerine. Anne yeniden mutluyum dedi...
Birazdan bir bomba düşecek bu eve... Bitecek her şey.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,