Bundan çok zaman önceydi belki. Hani daha yaralarımız acılarımızla besleniyordu. Hani yarın dediğimiz şey anlarımıza düşman bir yalancıydı. Gülücük dediğimiz yanak göçüklerimizin altında kalmış heveslerdi. Çiçekler tohum bile değildi o zamanlarda.
Hatırlar mısın?
Kıçımızı hapsedip kaldırımın soğukluğuna, geçen saate aldırış etmeden, öylece boş ve öylece birbirimize ait yumardık gözlerimizi gündüze inat bir karanlıkla. İliklerimize iliklenen çelişkilere aldırış etmeden, denklemlerine takılmadan bilinmezliğin ve düşünmeden düşüncesizliği arzulu bir şekilde sarardık bedenlerimizi birbirimizin bedeniyle.
Duyar mısın?
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta