kanatsız kuşudum
kanatsız
gölgesine sığındım dal diye
döne döne ağaçların.
olaydım sarmaşık
dolanaydım çivi çivi
aslanlı kapının sütunlarına
altımdan hiç yaşamamış gibi
geçeydi sesler
havada başak kokusu
gelincik gönü
bişeyler bişeyler...
dereyi kaldırıp yatağından
büyüteydim büyüteydim
öyle başını taştan taşa
öyle kendini yardan yara
köpük köpük dağlamasa
dağlamasa...
güldüm geçemedi onculayın zaman
dört bin insan yılı yaşadım da
kurtulamadım
kerpiç olmaktan
ah güneş yakar
kırk ikindi ıslatır
böcek sızar sızım sızım yaradan
gece sızar kıyım kıyım yaradan.
herhal bir yanı göçmüyor insanın toprak değince.
hiç durmadan durdum
küçücük başımın içinden doğdu güneş
sudan hızlı aktı zaman
kandan hızlı
mavi bir çift kervansaray gibi izledi iki gözüm
el ayak çekilmişti
devasa tabutluklarda dip çalkantıları.
gördüm dedim
durduğum her yerde çoğaldı dedim
kardeşen yalnızlığı.
sanki çocuk ağlaması
sanki ölüleri sermişler kaldırım diye yerlere
sanki asi onbir yıldız güneş ay
yusuf lal...
bariz kendi başını didiyor kanlı parmakalar...
Kayıt Tarihi : 4.6.2011 20:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ülker Ercihan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/06/04/biseyler.jpg)
bi şeylere takılıp ölmekten geçiyor zaman!
TÜM YORUMLAR (4)