Korkularınla yüzleş demeyeceğim
Maske takıp cesur rolü oynayabilirsin
Takma yüzler kullanıp tarihimize büyük savaşlar kazandırabilirsin
Bazen gereken büyük kopmalar küçük hayatın içinde olabiliyor
Her çağda din değiştiren kötülüğü sen kovabilirsin
Hatırlamanın bedelleri ruhun imkanına dönüşebiliyor
Jenerik olmadan da hislerini (unutmayı seçmeden) anlatabilirsin
Şairler gibi sözcüklerle dans etmek varken bu dilsiz dünyada (tek başlarına bir dilsizlik degil bu, birbirlerine dilsiz, hain insanlar)
Anlam ve kelimelerin içinde tüm dilliliğinle kendinle komaya girebilirsin
Başka yüzyılların aynalarında prova ederken her bir şey
Mesela sen tüm kipleri kullanım hattına sokabilirsin
Boşlukta kenetlenen ilk buluşma buruşuyor aşksızsa ve ölüm heyecanı gibililiğinden yoksunsa
Ve sen çekimine girdiğin tarihin parçalayamadığı çekirdeğinde küçük bir rol alabilirsin
Yatsıya kadar yanan (yalancının) mum gibidir oynanan oyunların masumiyeti
Ve sen bu kadar reellikte cinnetin enkazına sarılabilirsin (ee devir cinnet devri, yıkım devri)
Metropollerin ihtilallere sahne olduğu bir devlet düşünürsek
Sen düşünmeye kalmadan yayına hazır bütün kanalların (soyut manada) el değmemiş ruhlarını ayıklayabilirsin
Oysa taa derinimizde dehşet (mis gibi yatağında) uykusunu alıyor
Biten danslarda (oynanan oyunlar) sen birinin ölümünü seyredebilirsin.
Gümüş Kurşun hangimize hedef olmalı? (Dansının adımlarını geniş tutanlara tabiki de)
İşte sen onlara yakalanabilirsin
İçindeki demir kelebek başkalarının gözlerini kamaştırır belki de
Savaş boyalarına hapsolmuş o kanatlarda imgeleşip meydanlarda dolaşabilirsin
'Siyah Kare'
hikayelere bulmaca kayıtlarında da rastlanır
İçinden geçilen yasaların krambına tutularak o kayıtlarda kıvranabilirsin
Yayılırken vahşetler, günübirlik ölümler derken
Bu propogandalar içerisinde ölebilirsin, öldürebilirsin.
(Murathan MUNGAN kim bilebilir yaşadığı dönem içerisinde hangi siyasi olayın, devlet probleminin, felsefi çalkantının, edebi bunalımın, psikolojik haletin içerisinde bulmuş kendini de, 'BİS' şiirini yazmış bilemem.
Sadece dışardaki hayatla içimizdeki hayatların figüranlarının ne kadar 'bis' denklemi kurduğunu göstermeye çalışanların içine düştüğü boşlukları kendimden bilebilirim. Neyse; bir yıkımdan diğer bir yıkıma, kelimelerin dünyasına yaptığım yolculuğun sonucu evrimleştirdiğim bir şiir daha. Anlayabilenlere afiyet, anlayamayanlara sağlık olsun. Nice 'haysiyetli' günlere...
Kayıt Tarihi : 1.10.2012 20:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!