Bir martısın sen , özgürlüğüne düşkün
ama denizinden kopamayan...
Bir şiirsin sen , herkesin bildiği
ama kimsenin yazmaya cesaret edemediği...
Bilinmedik bir kumsalsın sen ,
Ayak basmak için can atılan...
Bir gülüş kadar sıcak kış gecesi.
Özlem yağıyor gökyüzünden üstüme.
Uykunun en tatlı yerindeyken sen
Toprağa karışıyor, çimen oluyor, çiçek oluyor sevgim.
Yaşamdan vazgeçmek kadar mümkün,
Vazgeçmek gözlerinden.
Ayışığı mavi damlalarla büyütüyor rüyaları...
Uykusuz gecelerin sabahında ben rüyalara hasret.
Rüyalarım, kaçışlarına
Kaçışlarım, umutlarına
Umutlarım sana,
Sen türkülere sarmaşık...
Papatya sarısı düşler takmışım yakama.
Düşününce seni görebilmeyi öğrenmişim.
Gözlerimi kapatınca sana dokunabilmeyi,
Sana dokunmadan seni hissedebilmeyi,
Yollara karşın sana sarılabilmeyi öğrenmişim.
Her notada seni dinleyebilmeyi,
Gökyüzüne lacivert yakışır ;
Aşka mavi...
Güneş sarıysa güzel ,
Çiçekler alabildiğince beyaz...
Çocuklar pembe olmalı...
Yemyeşil hayatlardan , kan kırmızı umutlara koşmalı insan.
Seni incitmek , doğanın ölüm fısıltısıdır.
Üzgün bakışların , solgun nehirlerin çağlayarak akışıysa ,
Sesini yanımda bulmak , kiraz ağaçlarının tomurcuklanmasıdır
Bir gülüşün yelken açmaksa sonsuz mavilere ,
Sensizlik korkusu , rüzgarla yol ayrımıdır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!