Sabaha kadar uyumadım. Hava aydınlandı,dışarısı serin,gökyüzü berrak.Mayısın son günleri... Ocakta pirinç çorbası... Bugün pazartesi.
Ben yürümeyen bir yürüyen merdivenin yürümesini mi bekliyorum ne? Hayatın çırpındıkça battığım bir bataklık olduğunu sokmuşum aklıma eskiden beri. Oysa bataklıkta öylece durmak akıl kârı değil.Çırpındıkça yüzeyde kaldığım bir umman da olabilir hayat. Çırpındıkça yüzeyde kalırım, yüzeyde kaldıkça yorulurum, yoruldukça batarım, battıkça ölürüm, öldükçe dinlenirim, dinlendikçe çırpınırım... İşte o ummanda biz hepimiz çırpınırız. Çoğunlukla güçten düşerek, bir kulaç daha atamayacak kadar yorulur ve dibe batarız. Bazen bir köpek balığı kapar birini ya da birilerini, bazen bir akıntıya kapılır biri ya da birileri ve batmak zorunda kalır. Ama nadiren akıntıdan kurtulup yüzeyde kalan da oluyor. Kimisi de çok su yutup batıyor, kimisi soğuk suya dayanamıyor, kimisinin güneş kafasına geçiyor da batıyor... İşte o okyanusta biz hepimiz çırpınırız.
Çırpındıkça yüzeyde kalırız, yüzeyde kaldıkça yoruluruz, yoruldukça...
Bazen bir gemi bulur birilerini bazen de görmez üzerinden geçer birilerinin. Bazen birileri bir ada bulur o adaya çıkar orada yaşarlar ama sonunda okyanusa dönerler bir şekilde.
yüzerken bazen öğütler duyarım: - Düzenli yüzersen, hep aynı tempoda kalırsan daha az yorulursun, ya da Hızlı olursan daha çabuk ulaşırsın (Nereye?) Çevik olmalısın, ya da kimseyi hiçkimseyi dinleme sadece yüz.
Bazen birilerinin seslendiğini duyarım: -Hey! Bizimle bu tarafa doğru yüzmelisin biz yakında vaadedilmiş anakaraya ulaşacağız. Ya da birileri usulca yaklaşır: - Hey! Benimle şu tarafa yüzer misin? Orada bir yerde bir sandal var. Büyük büyük dedem dedeme söylemiş dedem de babama söylemiş, babam onu bulmaya gitmiş ama yorulup geri dönmüş. biz gidip onu bulabiliriz, nedersin?
asmayın onu
öldürmeyin onu
yemin ederim katil değiliz biz
elma kokusu duyan çocukların,
yavruları kavrulurken gözleri çatlayan annelerin
Suyu daha bilmiyorum
Birkaç parça birşey de anlamıyorum;
Uzayıp inceliyorum,
'Eskiden', olduğu için, hayvan
Derileriyle alınıyorum baskı altına,
Her şeyden öteye geçtim,önüm,arkam,sağım,solum hiç!
Çok hüzünlü bir sessizlik düşün,acı bir haber duyulmuş,çaresizlik
elinden tutmuş sessizliktekilerin. Belli belirsiz bir hıçkırıkla
başlıyor kulaklarımın ezeli ezgisi. O tahammül edilemeyecek
kadar acıklı uğultu hiç terk etmeyecek mi kulaklarımı? Kim bana
başka bir uğultu verecek? En neşeli günüme bile sadece ritmini
Küçük bir çocuğum
Bacaklarıma sarılmış
Çığlık çığlığa ağlıyorum
Sanki
İş güç dağ gibi
Dünden koptu bu satır,
Dünle ben arasına vuruyorum
Kocaman bir satır,
Kör mü ne? Habire...
Koparır mıyım kendimi
Dünden, bu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!