İçimizde Deli Var
Hep bir şeyler peşindeyiz. Suskunluğumuzu ve şaşkınlığımızı hep bir şeylere bağlarız.
Sonuç uzayan ve uzadıkça yerinde sayan isteklerimizden başka bir şey değildir aslında... Konuşuruz. - “Çok Konuşma” derler. Bu sefer tam tersini yaparsınız? ... Yani konuşmazsınız. Bu sefer de Ya, “KENDİNİ İFÂDE ”edemiyor derler. Yada – “ “HAYATA KÜSKÜN” biri” deyip köşeye çekilirler. Onlar konuşur siz dinler siniz? ... Dinlediğiniz için “DELİ” damgası yersiniz.
DELİ… DELİ! ! ! ...? ? ? ......................KULAKLARI KÜPELİ…
Sorarsınız “DELİ”, Sorgularsınız “DELİ”... Sorsanız sözlük anlamını da bilmezler.
Bilirsiniz: DELİ: - “ Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş, olan, MECNUN, davranışları aşırı ve taşkın olan, ÇILGIN, aşırı derecede DÜŞKÜN, COŞKUN,AZGIN,SİNİRLİ, DELİ DİVANE,” …
İçimizdeki deliyi çıkarıp atmak istersiniz. Yıllarca kendi bünyenizde ki insanları arayıp bulursunuz. Aslında “pırlanta kadar parlağım” dersiniz. karanlıkta dahi ışıldama özelliğini kaybetmeyen, dost canlısı sevgiyi aşılayacak özgüvene sahip, hoşgörülü… Fakat, gülümsemekten yoksun robot insanlara kendinizi anlatamazsınız…
İÇİMİZDE DELİ VAR
İnançlı………. Asla Vazgeçme yapacaklarından, Çiçekli……….. Duygu Bahçen Renkli Olduğundan….. İrâdeli………. İstek ve Dileklerin Topunu Yakaladığından…. Mutlu………… Oyuncakların ile Oynamayı Unutmadığından…. İstekli……….Her şeyi elinde tuttuğundan…. Zarâfet……… Bahçede açılan nadide bir kokusundur… Doğal………. Bir GÜL ağacısındır çevrende,mesleğinde, ailemde, kişiliğinde… Esrârlı………. Destekli……………………….. Kabul görmek için bırakma desteği… Eğitimli………………….On üniversitede bitirsen, olmazsın bilgili…. Letâfet……………..çizgini sınırını koru da yürü…. İlgili………………….Yaşamında alakadar ol ki… Varlıklı,Adaletli, Rahat ……..
İÇİMİZDE DELİ VAR……………………………………..RAV İLED EDZİMİÇİ
Şimdi soruyorum o deliye...
-“ Peki biz ne bekliyoruz”... Şans mı? Taht mı? Hayır...
“Gülmek ve Ağlamak” gibi duyguları tüm insanlar yaşar. Bilirsiniz: Ailemiz bizi bu düşünce ve duygularla yetiştirdi. “Gülmek ve ağlamak” arasında mekik dokuyoruz. Bunları bize öğreten büyüklerimiz için kaç defa teşekkür ettiğimizi hatırlamıyorsunuz? Değil mi?
- İki göze sahibiz. Bakmak ve görmek için. Olayların farkında olmak için neye sahibiz…… Bütün uzuvlarımızı nerede ve nasıl ve niçin kullanıyoruz…..
- Akıl ve zekamızı nasıl kullanıyoruz. Elimizden her geleni yapıyor muyuz?
- Vücudumu hissediyorum diyor musunuz? …
- Kendimi seviyorum. Tüm insanları seviyorum. Diyebiliyor musunuz? ? ? ? ....
- Geleceğim otuz yıl kadar gelişmiş eğer yerimde sayarsam kaybolurum. Kendinize soruyor musunuz? Yeni insanlar yeni duygu ve fikirleri tanımak ve tatmak istiyor musunuz?
- Yaşıyorum ben. Kendi kendim olmak istiyorum. diye düşünceniz var mı?
- Peki neden …. Her şey yerli yerindeyse, Çaresizliğimizin arkasına sığınmışız kendi beynimizde bunalımlar, saplantılar, titizlikler, evhamlar yaratıyoruz.
Ve bize ait olmayan emanet vücudumuzu yıpratıyoruz. Sağlığımızı, bilgimizi, ailemizi, kendini bilmeyi, gülümsememizi yıpratıyorsunuz… bu yetmiyormuş gibi başkalarını da yıpratıyorsunuz…
Şeyh Edebali Hazretlerinin Osman Gazi’ye Vasiyeti
Ey Oğul! ...
Beysin… Bundan sonra öfke bize, uysallık sana… Üşenik bize, gönül almak sana… Suçlamak bize, katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, anlaşmazlıklar bize, Adalet sana
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana…
Ey oğul! ...
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana…
Üşengeçlik bize, uyandırmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana
Ey oğul! ...
Sabretmesini bil. Vaktinden evvel çiçek açmaz.
Şunu da unutma! ... İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın.
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıl’a bağlı Allah (c.c) yardımcın olsun.
Q
Şeyh Edebali’nin Osman Beye Nasihati
Oğul
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun, güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama, Bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen, Sabah rüzgarında savrulursun gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet erdemlerinle gün ışına çıkacaktır. Ananı atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma, gördün söyleme, bildin bilme, sevdiğin yere sık sık gelme, kalkar muhabbetin, itibar olmaz. Üç kişiye acı; cahille arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlı eken, itibarını kaybedene. Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Yaşamınızı yaşadığınızı hissedebiliyor musunuz?
İçimizde deli var… sizin içinizdeki delide ne var? ....
İstanbul,20 Nisan 1999
Süreyya AktaşKayıt Tarihi : 2.3.2008 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aklı başında olsun da -Varsın deli olsun
Kırk yıl evvel gelin olan
Aynı evin -iki kızı-
Yıllar sonra buluşurlar
İçlerinde hasret -sızı
Önce hal -hatır ederler
Kırk yıl önceye giderler
Çaylar -kahveler içilir
Sonra günden laf açılır
'Bizimkisi -gara yazı
Irak düştük neydim sözü'
Senin üçmü -dört mü oğlan
Unutmuşum -gadan alam
Dört oğlan -ikide gız var
Sağlığına duacılar
Gızları gocaya verdik
Oğlanları da everdik
Zaman aktı bir su gimi
Döne gız da getti hemi
Yakın bize yarım saat
Durnaköy de yeri rahat
Bizim iki oğlan vardı
Böyük gendini gurtardı
İstanbulda bakkal açtı
Evlendi -oraya göçtü
Guçcüğü de biz everdik
Yatak -dutak herşey verdik
Yeni yapduk evi ayrı
Çalışıp yesinler gayrı
Sahi senin güçcük gelin
Dilindeymiş -cümle elin
Giden yaz gumluköy'deymiş
Birez delimiymiş -neymiş
Guru laf bacım -aldırma
Boşver endirip galdırma
Sessiz olsan alıp yerler
Dik durursan deli derler
Evinde -işinde olsun
Ar ve namusunu bilsin
Aklı başında olsun da
Varsın birez deli olsun..
Naki Baki..................tebriklerimle tam puan diyor, esenlikler diliyorum... kalın...
TÜM YORUMLAR (1)