BİR / İNCİ BOĞAZ KÖPRÜSÜ
Irlıyordu rüzgarın ıslığıyla Boğaziçi’nin lacivert suları
Uçuyordu dalgaların bembeyaz köpükleri
Asılırken gerdanına son tabliyesi
Irgandı koskoca köprü bir an
Sevinçten coşarken İstanbul’da zaman
Yıl bin dokuz yüz yetmiş üç
Aylardan yirmi altı mart
Bağlanıyordu o gün Asya Avrupa'ya
Davetli geldiler çok uzaklardan
Görevli oldukları Van'dan
Geçerlerken yeni evli
Damat İsmail ile İnci gelin
Karayolcu olmanın avantajıyla
Doğudan batıya
İlk kez yayan
Birinci boğaz köprüsünün üstünde
“Köprüden geçti gelin “sözleriyle
Karayolları heyetiydi alkışlayan
Gelin ey millet gelin
Bugün tarihi bir gün
İki kıtayı İki yakayı birleştiren
Boğazı süsleyen çelik gerdanlığı
Muhteşem güzelliği görün
Yürürlerken adım adım
Rüzgarın itici gücüne karşı
Seçilmiş olmanın gururuyla
Sanki kucaklıyorlardı arşı
Gittiler iki kule arası
Bin yetmiş üç metre?
Kol kola elele
Güle eylene
Titrerken yürekleri mutluluktan
Denizden altmış dört metre yüksekte
Donuyorlardı soğuktan
Onlar için köprü değil Sırat’tı
İstanbul için milattı
Köprü kırk yıldır dimdik ayakta duruyor
İSMAİL BEY kırk yıldır toprakta uyuyor
İNCİ GELİN kırk yıldır hayatta şiirlerle avunuyor
1.Boğaz Köprüsünü (Asya'dan,Avrupa'ya) yaya olarak ilk geçenler
Karayolları 11. Bölge Müdürü
İNŞ.YÜK.MÜH.İSMAİL GERMENLİLER ve eşi İNCİ GERMENLİLER
Kayıt Tarihi : 15.2.2014 10:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli şair arkadaşlarım, Sizleri o kadar çok seviyorum ki; Hayatımda yaşadığım en güzel ve özel bir günümü sizlerle paylaşmak istedim. Aradan tam kırk yıl geçmesine rağmen, anılar henüz dün gibi yerli yerinde duruyor. Köprüye çıkmak (köprüde çalışan personel dışında) herkese olduğu gibi basına da yasaktı. Karayolları Genel Müdürlüğü’nden on beş kişilik bir heyetle birlikte bu muhteşem olaya tanık oldum. Arşivlerde ve bende resimleri mevcut. O gün bana Allah’ın bir armağanıdır, milyonlarca kadın içinden ilk kez ben çıktım 1.köprüye (tek bayandım o özel günde) . Çok güzel başlamıştı yolculuk ama ne yazık ki her yolun sonu bilinmiyor. Bazen nazar, bazen de göze geldik sözleriyle oyalanıyoruz işte. "BİR / İNCİ BOĞAZ KÖPRÜSÜ" isimli şiirimi tüm Karayolları mensupları ve köprünün yapımında emeği geçenlere ithaf ediyorum.
Esinize ve tüm ölmüslerimize ALLAHu teala'dan rahmet diliyorum. Nur icinde yatsinler inseAllah..
Hikayesini de okuyunca pekişti düşüncem... Ama bir yandan da 'kırk yıldır ayakta kalan köprü' gibi, ayakta kalamayan İsmail Bey'i, yani İnci Hanım'ın eşini düşündüm, burkuldu içim...
Yaşam böyle işte... Geride kalan, 'ayakta kalmak' zorunda... Nasıl kalabildiği muamma olsa da...
Anılarınız içinde özel bir yeri olan şiiri ve sizi kutlarım İnci Hanım...
Ama eşimin vurdum duymazlığı ile gittiği yerden taa akşam gelmesiyle gidememiştik. Ben en çok misafirlerim için üzülmüştüm.
O günü bu yüzden bugünkü gibi hatırlıyorum.
Benim ısrarıma rağmen, beni yalnız ve çocuklarla bırakıp gitmemişti eniştem.
Bizlere babalık yapan enişteme, ablama ve sizin eşinize Allah'tan rahmet diliyorum.
Geç okuduğum için çok özür dilerim. Atlamışım.
Bu güzel hatıranızın önemi çok büyük. Ve çok güzel anlatmışsınız.
Sevgilerim ve selamlarımla tam puan diyorum.
İsminizi de ne kadar güzel yansıtmışsınız... Bir/ İNCİ Boğaz Köprüsü... Tebrikler...
TÜM YORUMLAR (28)