Belki bir gün okşar yüreğimi sevginin
Karanlık görmemiş o bembeyaz teni.
O zaman anlatılan masallar, gerçek olur
İnanırım! yaşamanın ne kadar güzel olduğuna.
Güneş bir başka doğar, yakar cehennem gibi içimi
Azapta! darmadağın yaşamayı unutmuş
Bu sefil adamın yüzü güler ilk defa.
Oysa!
Martılar kanat çırpıyordu her zaman olduğu gibi
Rüzgâr usulca fısıldıyordu dalgalara
Bir gemi uzaklaşıyordu limandan
Kaderini taşıyordu yolcuların.
Yolcular sulara bırakmış hayallerini, gam ve kederlerini
Benimse hayallerim yuvarlanıyordu bir yamaçtan
Kanıyordu ciğerim korkuyordum, ardından bakmaya
Gözlerim direniyor
İçimdeki adam öldür! Öldür! Diyordu kendini…
Yaşamak nefes almak mı? Gözlerimin ışığa aldırması mı?
O zaman bir hayvan saymalıyım kendimi
Ya da bir yaprak yerine koymalıyım.
Bana insan diyenin aklına mı güleyim?
Bir kavak ağacından ne farkım vardı benim!
Tutunmuş toprağa rüzgârı dinliyorum
Benim için hayat burada köklerini salmış
Yağmurun özlemini içime ekip
Bende yaşıyorum demenin farkında mıyım?
Yaşamak buysa yaşıyorum
Her anı süslemeden ve çırılçıplak
Doğanın ellerine atılmış bedenimin
Kavgasını veriyorum zamana karşı.
Şimdi!
Kararır bulutlar yağmur olup boşalır gökten
Serinliğin geldiği zamandır tam da bu anlar
Çekilirim, her nerede bir kuytuluk varsa
Yâda ıslanmak kaçınılmazdır gidecek bir yerim yoksa.
Yağmur, belki sıcaklığı hatırlatır romantizmin içinde
Sana sımsıkı bir kucaktır açılan sevgilinin kalbinde.
Güzel bir hatıradır bu anlar hele ki yanan bir şömine
Ve elbet, eline değiyorsa okşanacak saçlar
Sen yaşıyorsun be adam ama pencerenin ötesinde
Tir tir titreyen hiç bilmediğin biri var.
Kayıt Tarihi : 24.8.2013 01:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!