O’nun adı ile ilk akla gelen,
Çevresinde sayılan ve sevilen,
O’nu her yönüyle tanıyıp bilen,
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Yok arkadaş! Ben anlamam yolu yok;
Bağnazların kızdığından daha çok;
Tarihlerin yazdığından daha çok!
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Gözleri denizden çok mavi miydi?
Bakışları keskin havai miydi?
Yoksa O, doğuştan Kuvvâ’i miydi?
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Çanakkale Cephesinde nasıldı?
Kocatepe o gün neden sarsıldı?
Hakkında kaç yüz bin kitap basıldı?
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
İngiliz, İtalyan, An-zak, Fransa;
Yunanlılar bile O’na hayransa..
O nasıl güç, kudret.. iman, izan’sa;
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
O çağların önündeydi her zaman,
Duruşu, bakışı bir başka yaman,
O Atatürk, o nasıl bir kahraman!
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Çocuklara ilk bayramı O verdi,
İleri görüşlü bir münevverdi..
Baktıkça, “İstikbâl göklerde! ” derdi.
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Seçme ve seçilme hakkı kadın’a,
Tarihte tescilli O’nun adına..
Yeter mi bu destan O’nun yad’ına?
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Vatan derdi, Millet derdi coşardı;
Gözü pekti her engeli aşardı;
Az zamanda büyük işler başardı.
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
“Yurtta sulh, cihanda sulh! ” diye coşar;
Bir yandan Hatay’ın fethine koşar!
O işte böyle bir ülküyle yaşar.
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Barışında, savaşında kartal’ı,
Elinde hem kılıç, hem zeytin dalı,
O her iki alanda da iddialı..
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Ta Samsundan başlattığı yolculuk,
Üç yıl sürdü İzmir’e dek son soluk?
O nasıl bir azim, nasıl ululuk!
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Başkenti bozkırdan bir diyar etti,
Yoksul bir Milleti bahtiyar etti,
Bu Devleti nasıl yoktan var etti?
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Bastığı gün elli yedi yaş’ına,
Yüzyılları dikti mezar taşına..
Bütün dünya neden O’na aşina?
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Şu Anıt-Kabir’e çok iyi bakın;
Her gün nereye bu, mahşeri akın?
Türkiye akacak, eğer bırakın!
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
Tanıdıkça her an büyür gözümde,
Bir kor gibi alev, alev özümde,
En küçük bir abartma yok sözümde,
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
YAŞ der; bu dünyaya gelmez bir daha;
Böyle ilerici, devrimci deha!
Atam olmuş hamdolsun ki ALLAH’A;
Ne eksik, ne de bir fazla söz katsın;
Biri bize ATATÜRK’Ü anlatsın!
10 Kasım 2006
Mehmet YAŞ
Mehmet YaşKayıt Tarihi : 25.6.2007 08:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!