Kendime koşmak isterken nefes almadan sebepsiz
Kala kaldım bir gülistan avlusunda bakir gazel
Yer kabuğu homurdandı "kır kapıları" edepsiz
Destur almadan yaklaştı yamacıma kadar ecel
Devrik cümle azad oldu "böyle yazmış"dedi ezel
Ağustos sonu rastladım cehennemden sofrasına
Sabah akşam gece bile oturdum tok kalkamadım
Bir kaç yazıtım tosladı eylülün son tafrasına
Dibe vurmuş yokluğumdan uzanıp da bakamadım
Tel tel özlem yağdım durdum sinesine akamadım.
Gelsin ve üstüne alsın faili meşhur bu işi
Dün onun yaptığı gibi bir kere daha kandırsın
Tutsak kalsa da yanında yüreğimin direnişi
Gördüğüm onlu rüyadan biri beni uyandırsın
Karaya oturmuş bütün umutları utandırsın
Gönlümün barajlarında seviye tehlike diyor
Yaksın nemrut ateşini gözleri kadife biri
Fersiz uçurumlarım var çıkmazlarım birleşiyor
Yakamozsuz gece sundu ömrüme aklın sefiri
Ruhum evrim geçiriyor ayazdır düşümün kiri
Sırtımda yorgun bir mazi hüzün durağında durdum
Sonra baktım bir adamın gözlerinden taş düşüyor
Aynayla lades oynarken kazayla kendimi vurdum
Uykum kaçık ben kanrevan bulutlardan yaş düşüyor
Elimde dört ıslak mendil koynumda biri üşüyor
Bir zalim ferman okuyor el kalkıyor baş düşüyor
Rüzgari bu kör cadede bir rüyayla dövüşüyor
12.09.2013
Ümraniye
Kayıt Tarihi : 13.9.2013 00:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)