Dedi ki
O, bedenini göğe uzatıp çiçeklendiğinde
Ondan kopardığın dalları anımsayıp utanacaksın
Dedi ki
O, menzili uzak bir yol yolcusudur
Ve sen yılgın suretinle omuz başında yürürsen
Onun yüzünde ter, göğsünde karanfil, şiirinde sözcük olamayacağını anlayacaksın
Dedi ki
O, çöl denizinde bir kum tanesidir
Rüzgarlarını buyur etmediysen
Kendi coğrafyasında onu bir daha bulamayacaksın
Dedi ki
O, ‘güvercin, kahin, tuz, mavi’ ve ‘toprak’ sözcükleriyle cümle kurmaktadır
Duyduğunda olanları anlamayacaksın
Dedi ki
Kibrini al, metruk karanlığında eski bir taş tablete kazı
Süsle, göm ve unut çünkü gerekmeyecek
Üşümekten oluşmuş bir şehirsin sen çok ışıksız
Kendi karanlığında kalacak ve unutacaksın
Dedi ki
Söyleyip göremiyorsun
Dört sözcükten oluşmuş bir kitap ayracıdır o
‘’Biri bana seni sorsun! ’’
Kayıt Tarihi : 23.1.2012 01:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

biraz senli olsun sohbet
biraz öylesine
Ama yeter ki seni sorsunlar bana .... ben şiirini çok beğendim dost...yüreğine sağlık...
duyacakların korkutmamalı seni...
sonsuz tebrikler bu değerli şiire ve üstada
TÜM YORUMLAR (25)