Bazen kendi kendime kızıyor, kendi kendimden utanıyordum. Ya seni düşüncelerimden söküp atmalıydım, ya da bir yolunu bulup konuşmalıydım. Senin olmadığın bir yerde, sana sevda dolu sözler söylemek sadece ruhuma işkence etmek demekti.
Bir gün izledim.. Amacım çalıştığın yeri görmekti. Sana yakın olan insanları görmek, senin sesini duyan, seninle aynı ortamda yaşayan insanlara bakıp onlara gıpta etmekti. Arkamdan alay edip güleceklerini bile bile yan masada oturan adama aptalca sorular soran beni hiç fark etmedin. Aşk bir aptallık değimliydi ki.
Cuma günüydü. Eylül ayına inat pırıl pırıl bir güneş aydınlatıyordu şehrin sokaklarını. Beşiktaş iskelesinde Üsküdar vapurunu bekliyordum. Birden kalabalığın arasında seni gördüm. Yalnızdın. Aynı vapurla karşıya geçecektin. Deniz durdu.Rüzgar esmez oldu.. Bütün martılar derin bir sessizlik içinde havada asılı kaldı. Bütün kalabalık karakalem resimde gezinen silginin altında yok oldu.Bir sen vardın Beşiktaş iskelesinde bir de ben.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta