Zavallı kalbim enkaz yığınına döndün,
Sert çarptılar kapılarını acından öldün.
Nerede can dediğin uğrunda öldüğün?
Hepsi terk ettiler bak bir kaç çizik gördüğün.
Koşuyorum hiç durmadan
Durağı mı bilmeden
Durağa doğru koşuyorum
Ama kural şu ki;
Yorulsam da durmak yok.
Terk edenin gözleri ıslanmıyorsa
Dudakları titremiyorsa
Canı acımadığı için değildir.
O ayrılığın acısını çekmiştir.
O çoktan terk edilmiş,
İkibinon otuz mayıs gecesi yatağımda
Bir düğüm oluştu boğazımda
Dua istiyor kardeşlerim mesajlarında
Yolculuk çok çetin karasularda
Dua ettim hemde sevindim bu ne güzellik
Bir soru sordular bana geçenlerde
Ama götürdü beni çok derinlere
Düşün dediler uçsuz bucaksız bir denizde
Uzun bir tahta var kaya üzerinde
İki ucunda da birer kafes duruyor dengede
Bir kafesinde içerinde bir kuş beklemekte
Çiçeklerim diken oluyor
Yoksa dikenleri çiçek mi sanmışım?
Avuçlarım kanıyor
Canım çok acıyor..
Ne kadar güvenebilirsin seni sevenlere
İnsan güvenemez iken bile kendi nefsine
Nasıl mutlu olunur ki? sahte gülücüklerle
O içli gülüşlerde şimdi tozlu raflarda
Tıkamışız kulaklarımızı vicdanımıza
Yoruldum seni kovalamaktan
Kırdıklarını toparlamaktan
Özgürsün turnam kaçamaklardan
Bütün yollar senin olsun..
Camdan seyir ederim doğayı
Önce perdemi aralarım
Sonra camı
Ve havaya ulaşırım
Hava soğur kararır birden
Anlayamadım şu dünyayı
Zalimler mi mutlu olur?
Kötü günler kazılır da
İyi günler mi unutulur?
Düşmanların incitmez de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!