Şimdi ben bir yaprak kadar sessiz ve sakinim..
Sen, ne yana kaçsam hangi köşeye gizlesem zayıflığımı
Yolumu kesen ve önüme çıkan rüzgarsın..
Ya seni anlamazsam..ya ben değilsem savurmak istediğin
Hiç düşündün mü ne kadar denk düşerim ben sana..
Ya ben tüm sevinçlerini yitirmiş ve bütün anlamına yaşamın çizik çekmiş
Koca bir budalaysam..
Ya aslında dokunmaktan bile korkuyorsam kalbime yaklaşan bulutlara
Hey gidi deli sevda
Er meydanında at koşturan yiğit kızlar kapmak için yarışırken gönlünü
Sen tutup benim silik bakışlarıma mı zincirliceksin kalbini..
Yok mu aklın sahiden..halbuki ne çok seversin yaşamayı..
Beyaz tenli, alımlı güzel kadınların teselli ettiği yıldız bakışlı şairler gibisin..
Benim gibi kayıtsız değilsinki fiyakalı duruşuna hayatın
Hep lazımsın birilerine..yeter ki seç sen..yeter ki izin ver..yeter ki iste...
Tek bir sebep olabilir mi sevebilmen için beni...
Biliyor musun, bence kadınlar yağmurunu bekleyen bir toprak gibidir..
Yağmur bivefadır..her yana yağar..
toprak dağ deniz..farketmez onun için..
Ama toprak öylesine sarhoştur ki yağmurun sevdasıyla
görmez bu hakikati..
Ben ne zaman aşık bi kadın görsem bu gelirdi aklıma..
Daha bu ne ki..bütün samimiyetimle üzülürdüm inan,
Ya şimdi..şu halime bak..şiirler sustu..
garip kelimeler çıkıyor dudaklarımdan..
Durmadan sayıklıyorum..
beni umursamadığını bile bile yankılanıyor adın içimde
Kim bağırıyor avaz avaz sevda diye..
ve ellerim neden gitmiyor kulaklarıma
Gözlerimde hep hayalin..uyusam da uyansam da..
Bazen öyle bi hal oluyor ki,
Birkaç dakika fazla baksam gözlerine..
derin bi kuyuya hapsediceksin sanki beni
Galiba seviyorum seni..
toprağın yağmura sevdası gibi..
İçinde adın saklı kalbimi,
bi nehrin kıyısında avutmaya çalışıyorum
Adın adımdan habersiz..
benden habersiz kalbini kalbime basıp seviyorum
Bir gölgeden daha silik bi kızım senin için..
zamanının sessiz bi yanını dolduran üç beş cümleyim..
sen ise benim için herşeysin..
göğsüme sığmayan bir ağrı gibi büyüyen sevdam.......
çocukluk işte benimki..
tarifsiz bi heyecan..bi ne yaptığını bilmezlik..
inanamıyorum hala..artık ben miyim o uyurgezer sevdalı..
şiirlerde yolunu kaybeden o yoksul şair ben miyim artık..
hiçbir türkü dolayamaz ayaklarıma aşkı derken..
etimle kemiğimle tüm varlığımla sana tutuldum öylemi..
şimdi nasıl kaçmalı senden..
hissettirmeden bu yangını nasıl hoşçakal demeli sana
ya gitme dersen...
öylesine dediğini bile bile
nasıl ikna ederim kendimi gitmem gerektiğine..
yine de gitme desen..
sessiz sakin bi yaprak ol..düş önüme.. ama gitme...
her imkansızın ezberini bozan, bir mucizedir...
ve mucizeler mümkündür..
nasıl ki aşk imkansızdı..
elçisi yoktu içimdeki sevda tanrısının.
milyonlarca insan arasından çıktın karşıma
nasıl ki onlarca isimden sana yöneldim..
mucizem sensin..
ve delili sensin bu mucizenin..
dedim ya bir yaprak kadar sessiz ve sakinim
ama direnmiyorum artık
rüzgarımsın..götür beni dilediğin yere..
sevgili yağmurumsun..
dilersen gel yağ..ruhunla doldur..güzelleştir..hayat ver..
dilemezsen çek rahmetini..çorak kalsın topraklarım..
seni bildim sevdim ya..
bundan böyle pazarlığım olmaz kaderle..
yaşlı kılığında bir dilenci sensizlik
bastonu toprağa fazla..
duasında inkar kokan bir ah..
ölümü yakın..ölüme yakın...
bilmezsin..fukaranın türküsü ağıttır..
bilmezsin elbet.. sen kasabın kedisi....
servetinde boğulmuşsun sevdanın
ben aşksız bir mahalli umut...
fukarayım çünkü;
bir sadaka bile vermez olmuşsun gözlerinden..
fukarayım çünkü;
birkaç dünya ötemdedir düşlerim..
çünkü sevgilim
ellerimin sana dokunmasına daha çok var..
bir ömrü bitirmem gerek..
ölümden sağa dönüp arafta beklemem gerek..
yok olmaz..olmaz işte..
bu kadar uzak kalamazsın bana
bu dudaklarım bak..bu ağrıların
sabaha dek öptüğüm şarkılarımla
bu ellerin.. işte soluğum..tedirgin..
teslim alışın cümlelerimi..
kaç gece..kaç sabah...kaç defa..
küçülene dek gözbebeklerimiz..
bildin mi..bildin mi beni?
bildiğimsen eğer unutamazsın..
en sıcak kucakta bile
hasretime uyanmaz mı gözlerin..?
vücudunu karnaval seçmiş kadınlar
o kadınlar ki tanıyorum onları
öz/gürce akarlar tutkulu nehirlere
dolarlar ayaklarına dişi zincirlerle etini
nasıl kaçarsın ah nasıl
şehvetli kollarından..
ya büyüsünden gözlerinin?
can havliyle sığınarak aşka
sevdalı bulutuma tutunup
çocuk ruhuma
uçar mı ki yüreğin....?
evet uçar..uçar işte biliyorum
çünkü bildiğimsin benim hem de apaçık..
yalnızca tökezlemiş ayakların
ve bir parça aklın karışık...
sen benimsin..bunu unutma..
ne kadar seninsem o kadar işte..
beni unutma...
süpüremez bizi kader..
o süpürür..
biz yeniden katarız tozu dumana..
tut ellerimi..
hadi söyle hangi el bu denli sıcak?
gözlerime bak..
içinde kendini gördüğün daha şeffaf bi ayna mı var..?
öp beni..
özleyebilir misin hiç başka öpüşleri dudaklarımda?
kaybol benimle..
daha meçhul bi yolculuk var mı ikimiz için..?
ben tanrıyla buluşuyorum senle her kaybolduğumda..
yeter ki gel efendisi düşlerimin..
yerde ararken gökyüzünde bulduğum
yeter..bozalım bekaretini gecenin..
olsun ne olacaksa...
Ben seni kandırmadım..
Ne alışkanlıktın benim için
ne adı malum bi beklenen..
Ama başkaydın..
ve o başkalığına aktım..
sen yaklaştıkça bana...
güçlüydü yüreğin..derindin.
taş gibi kalbimi alıngan bir şiire çevirdin...
Evet doğru..seni ağlarken bulmuştum..
hıçkırıklarımda boğulurken..
Artık görmek bile istemediğim bi dünyadan
göç etmeyi düşünürken..
Kırdım kırıldım belki..yordum..yoruldum..
çıkamadım yokuşları dilediğin gibi
Ama seni kandırmadım..
Vermekse, işte tüm yarınlarım dedim..
işte sonsuzluğum..
Sevmekse..bütün işaretlerini takip ettim acının..
ne kadar derinsem o kadar sevdim..
inanmakla inanmamak arasında bi boşluktasın..
Ve ihtimal o ki..
hasretlerine yakın, acılarıma uzaksın..
hiçbir kayıp zamanın yok benle yaşanmış..
Doyasıya sevildin..herşeyinle yaşandın..
Ve hiç bitmedin..
ne tutkularım terketti seni ne aşkım..
durmadan çoğaldın...
Şimdi gözlerini kapa..o gördüğün benim yüzümdür..
Dokunduğun el benim..hissettiğin ten tenim..
Şüphedeysen durma git..çünkü kalıcaksan
inanacaksın...
Seni kandırmadım..
kalabalığından korktum günahların bu doğru..
ve azalmasından doğrularımızın..
Ne kadar eza çekersek affa o kadar layığız sandım..
ne kadar beklersek o kadar gerçek..
Zorsa zor..kolayı seçmedik ki..
nedir bu benden beter hali sabrının..
Gitmiceksin..bekliceksin..yok başka bi ihtimal aşk için..
Cefaya sebep bensem de
her cefayı benimle bölüşeceksin..
Tek bi gerçek var diyorum..
işte yanımda o da..işte bu elleri..bu vücudu..
İşte bu sıcaklığı sımsıkı saran beni..
işte bu dudakları..işte kokusu aklımı alan
Rahat uyuyabiliyosam inandığımdan aşkına..
gerçekten inandığımdan..
Ne hatırı varmış bunca cefanın ne de bi karşılığı..
Yaşanmış ya..hep kendimce yaşanmış..
Çekmişsen elini benden.. bana ne söylesene..
Doğacak güneşten...
Neyin dilencisiyim ben..
Hani şahane kadınlar vardır..
Göz dilenir kendine..
Öyle güzeldir ki bakışları,
Diz çöker önünde saltanatlar
Çünkü güzellik baştan çıkarır,
Kırılgan bir ömrüm olduğunu söylüyor yapraklar..
Ahh Sevgili güz yaprağı..
bilsen, beni mutlu eden ne az şey var..
Kimseye tetik çekmişliğim yok üstelik
Neşem de hüznüm de kapalıdır çağdaşlarıma..
Yanlızca sen bilirsin..sessizdir gecelerim..
Bugün kar yağdı..
herkes elini eteğini çekti kaldırımlardan..
rahatça düşlerime dalabilirim...
havalar soğudukça bir iyimserliktir çöktü üstüme..
hani her yer sessizliğe teslim olmuş..
sokaklar boş..tabiat bembeyaz gelinliğini giymiş..
insansız ve telaşsız bir yanlızlık..
seviyorum böylesini..
keşke içime yağsa bu kar..
üşütse titretse ama temizlese ruhumu..
tarasa siyahtan beyaza doğru saçlarımı..
elini eteğini çekse yanlızlık benden..
rahatça düşlesem seni..
karların arasından siyah gözlerine doğru yürüsem..
ayağım sığ olmayan yerlerde karlara batsa
ben düşsem ama yine de yürüsem..
kara yenilmediğimi gören fırtına da koşup gelse
sarsa tüm vücudumu..
ama benim ateşim hiç şönmese..
önmüme düşmüş bir çift gözün ardından d
eli gibi yürüsem..
israfil kesse önümü..
gökleri paramparça, dağları toz duman eden o suruyla
çıksa karşıma:
koparırım kıyameti dur! Dese...
çoktan ahımı aldı aşk..kopar kıyametini desem
ve yürüsem..
gözlerinden tenine..
teninden ruhuna inmek için
kaç sonsuzluk yürüsem...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!