Biz aşka hiç müsait olamadık...
Ya yerinizde yoktunuz,
Ya kayıplardaydınız,
Ya gizlenip saklanıyordunuz..
Yada müsait değildiniz..
Siz var ya siz...
Aşkları vakitsiz.
Kavuşmaları imkansız.
Sevginin boynunu bükük bıraktınız..
Çıkıpta birgün bir yerlerden gelseniz,
Kaç yazar
Yazsada ben okurmuyum yeniden sanıyorsunuz..
Siz varya siz..
Beni sizsiz..
Aşkı bizsiz..
Yüreğimi hissiz bıraktınız..
Masallarımı sahipsiz,
Şiirlerimi dizesiz..
Hayallerimi ruhsuz bıraktınız..
Yağmura bile kızıyorum artık nedensiz..
Aslında belkide neden siz!
Ne elleriniz koruyabildi beni,
Nede sevginizle ısıttınız..
Ne gözyaşlarıma şemsiye oldunuz,
Nede buna cesaret edebildiniz,
Yağmur altında bile boynu bükük bıraktınız..
Koşupta birgün bir yerlerden gelseniz bile..
Yada boş verin ya,
Çok geç artık,
Ben bir başıma ıslanırken nerdeydiniz,
Galibe ben yüreğinize namüsait geldim...
Şimdi vaktiniz sizin olsun...
Beni müsait bir yerde bırakınız...
Ben güle tutkun
Gül papatyaya
Bilmez ki
Yüreği ayrı
Yolu ayrı
Papatyada dost yarası
Ayrılık türkülerini kuytu köşelerde yabancı gözlere aldırmaksızın ardı ardına dolup boşalan bardaklar eşliğinde yüksek sesle söylediğim o gecenin sabahında bir aşkın intiharına sebep olunmuştu……
Faili meçhul değildi!
besbelliydi ….
tanıklık ederim,
şahidim!
Tarih bir sonbaharın hangi ayıydı unutmuşum aklımda değil…..
eksik kalan anılarım var,
yaşamam gerek,
yılmadan...bıkmadan..
bu yüzden,
her gece saat on ikiyi vurduğunda..
günü umuda ayarlıyorum...
Küstüm dedi küçük kız,
Cidden küstüm bu sefer size.
Bu gece uyutmasın şarkılarınız beni,
Mutlandırmasın şiirleriniz,
Örtmesin üstümü kirpikleriniz,
Bırakın avucunuzdaki yüreğimi,
O zaman nasıl anlatırdım yüzümdeki tebessümün nedenini,
Ya da nasıl derdim herkese şiirlerinden çok şairini sevdiğimi,
Her gün bahaneler yaratarak yürüdüğümü,
Biraz daha kalabilmek için sesinde,
Biraz daha duyabilmek için nefesini,
Biraz daha hissedebilmek için O’nu,
Ağzınıza yakışmayan
yüreğinizde eğreti duran
o cümlelerin günahını nasıl taşıyacaksınız,
bilmediniz değerini
sevmediniz değerince
sattınız yoktan bir hiçe,
dağların ardındayım,
kardelen coşkusundayım,
çocuk yüreği heyecanında,
bakışım gül,
gözlerim mahur makamında,
yeşeren sevdalardayım
bu bir şehri arkada bırakıp gitmek gibi bir şey değildi…
benliğimi şehirde kalanda bırakmak gibiydi..
geride…arkada… uzakta
kimdi O? ..
belki bir kaçış yolu,
belki bir sığınak,
sıcacık bir yaz akşamında
üşüyen bu yürek benimse,
ve nefesim boynuma dolanıp,
beni boğuyorsa bu hava,
içimi rahatlatsın diye elime aldığım kalemde,
bir damla mürekkep kalmamışsa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!