Geldi…
Kalmasını beceremedi.
Başlarken,
Servetimiz hayallerimizdi,
Dibine darı ekti.
Gitti…
Ya yanımdan geçip gitti,
Sanki uçarak...
Yetişemedim.
Ya arkamdan yürüdü,
Ağır aksak...
Ah kalbim,
Yandı kavruldu sütten,
Yoğurdu görmek bile istemez.
Eminim ki artık ne desem kar etmez…
Bak kalbim,
Anlayışsa derindeki yaranın merhemi,
Sen kurulmuş oturuyorken
Dünyanın merkezi sandığın yerde
Zannetme ki kıpırdarsan denge bozulur
Bir adım atsan bana zahmet edip de
Bakarsın kör mutluluk bizi de bulur
Tanrı aldı seni
Ağlasam neye yarar
Çağırsam duyamazsın ki beni
Avazım çıktığı kadar
Haykırsam neye yarar
Bilen bilir...
Aşk,kardan adam gibidir.
Sevinçle başlanır,emekle şekillenir.
Bir güler,bir susar,bir dillenir.
Sımsıkı sarılsan da sonunda erir.
Ve yürek kar tanelerine düşman kesilir.
Hayatın ortasında öylece durur bakar,
Arada uğrayan birkaç kargayla laflar.
En yakın dostudur dişlek bir tarla faresi,
Güzellikleri kemirir durur hilkat garibesi.
Sızım sızım sızlanır başladı mı soğuklar,
Güneşi gördüğünde etrafa caka satar.
Çıkmazdı,görüyordu.
İmkansızdı,biliyordu.
Aklı,gerçeği seziyordu.
Hisleri,bir bilinmezlikte,
Yalan bulutlarda geziniyordu.
Varlığı bölünmüştü ikiye,
Bu kalp dağbaşında ıssız bir evdi,
Galiba yolgeçen hanı zannetti.
Ansızın sorgusuz sualsiz içeri girdi,
Kendinden emin başköşeye geçti.
Bir zaman ağırlandı kalıcı gibi…
Duramadı,gözlerini kapıya dikti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!