Bire Bin Şiiri - Merve Ceylan

Taş atılarak kaçırılmak istenen bir köpeğin hüznüyle akan gözyaşında saklı benlikten oyulu derin sanrı.
Bir bakıma, bakılacak gibi değil ayaküstü cilveleşen kuşların ahenkle dansı.
Çünkü, kıskanır insan kendinden üstün görünen doğadaki her etten canlıyı.
Bir başkasının dediğine boyun eğince, kaşlarını aldığında kendinden iğrenen kadın gibidir ıslahatı.
Grip gibi salgındır hastalığı.
Trip gibi bayatlamıştır sıradanlığı.
Briç gibi oynanmıştır üstünde kıllı kumarlığı.
Bin sövgü eşliğinde kapatmıştır kapılarını penceresinden kovulmuş kurnaz balıkları.
Gözüne yakın duran her cisme isim vermiştir, kendiyle olamazken sayma sayıları.
İliklerine kadar işlettiği sistemin düğmelerine ulaşmak için harcar zamanını.
Her bir sistemin derinliği benliğe uzaktan kumandalı.
Sürerken koyunları oynar başlı, maktül emsali katlediyor kadınları.
'Bu gün burada değilim yok, bu gün orada eğilim var' diye ötüşür saksağanı.
'O gün şurada çalımlı var, o gün her yerde alımlı yok' diye karışır aklı.
Haklı.
Mantıkla üremek, körlükle sevişmek kadar yasaktı.
Bir şeytan sessizliğinde meleklere boşaldı.
Bir ölüm istedi, bin bölümünü aldı Tanrı.

12dört10 | 22:34
Mercey.