Bu seferlik parmaklarıma bırakıyorum yazma işini, ben izleyeceğim yani...
Benim sıram ondan önce değil gayri...
İlki;
Doğum günü'nde, boğaza nazır o kafede içtiğimiz kahveleri hatırlatıyor bana...
Hava soğuktu, üşüyorduk; ama gülüyorduk yana yana...
Sen gittin gideli çok uğradım oraya; ama dayanamadım soğuğuna...
Dönüş yoluna koyuldum beraber göz yaşlarımla...
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.