Birdahası Yok Bu Hayatın
Bir dahası yok hayatın;
ne yeniden yağmak mümkün,
ne de yaşadıklarını silebilmek.
Mutlu olmayı ertelemeyin
çünkü canınız istediği zaman
Ölmeyeceksiniz.”
Bunu söyledin ya bir kere,
döküldü saatlerin kumuna sözlerimiz.
Geri akar mı hiç nehir?
Yeniden yağar mı bir kez düşen yağmur?
Parmaklarımız arasından kayıp giden anların
üstüne yeniden çamur sürmek mümkün mü?
Bir sabah vardır, öğlene dönmez,
bir gülüş vardır, bir daha geri gelmez.
Cüzdanımızda taşıdığımız anılar
eski biletlerin rengi gibi solar,
bazıları ağrılı, bazıları parlak,
ama hepsi tek seferlik, tektir bu dünyada.
Erteleme, dedin ya, erteleme sevgiyi,
çünkü sevgi zaman yemez,
zaman onu yer bitirir.
Erteleme gülüşünü, çünkü dudaklar
bugün verdiğin bir hediye,
yarın aynı olmaz belki de.
Evlerin penceresinden bakarken akşama,
bir çift göz görürsün yorgun ama beklerken.
O gözlerin içinde bir küçük evren var;
orada ateşler söner, yıldızlar yanar,
bir daha kurulmayacak köprüler vardır.
Köprünün ortasında durup düşünme
geç, yürüyüp geç, çünkü köprü tek kullanımlık değilse bile
senin için öyledir.
Yıkılan şehirler yeniden yükselir elbet,
ama senin yıkılışların şahsî, tek ağıtlı.
Saklama mutluluğu ceplerinde, erteleme plansızlıkta.
Kahvenin soğumasına izin verme,
dansın bitmesine, şiirin yarım kalmasına.
Ellerini uzat şimdi; dünya o anda senindir.
İnsan, küçük bir yolcu; bavulunda pişmanlık,
cepte sevda bozuk paraları.
Yolculuk uzadıkça insan unutur eski kalıpları,
ve öğrenir: geçen trenleri kovalamak boşuna.
Trenler gider; kalan, baktığın manzaradır.
O manzarayı sevmekten vazgeçme.
Gecenin ortasında bir çocuk ağlarsa,
onu susturmak için hiç zaman yoktur.
Çünkü çocukluk da tek seferlik bir dalga,
kıyıya vurur, çekilir; bir daha aynı olmaz.
Belki bir şarkı tutar seni, belki bir serçe,
belki de bir kitap o anın kıymetini bil.
Düşün: eğer bir daha doğmak olsaydı,
aynı hataları tekrar mı yapardın?
Yok, bir dahası yoksa hayatın,
o zaman daha bir kıymetli her ilk,
her son, her el sallama, her vedâ.
O zaman daha sık gül, daha çok sarıl,
daha çok “evet” de, bazen de “hayır” sevdikçe.
Mutluluk kelepçesiz olmalı,
bugünü ipotek etmeye değmez yarın.
Çünkü yarın dediğin o sinsi gölge
hiç gelmeyebilir, ya da geldiğinde başka olur.
Mutluluğu erteleme; çünkü erteledikçe
küçülür, daha küçük olur gözlerinde.
Gökyüzü mavi diye inat etme,
bazen yağmur lazımdır toprağa.
Ama unutma: yağmuru ikinci kez çağırmazsın aynı bulutla.
Yürürken yola bak, ayağına dikkat et,
ama bazen ayağını kaydır, gül,
çünkü düşüşler de hikâyedir.
Bir kadının elleri, bir adamın sesi,
biri eksik olsa hikâye değişir.
Söylüyorum: konuş, dinle, affet.
Affetmek bir sıfırlama değil; bir seçimdi,
kalanla yaşamayı öğrenmektir.
Ve yaşam, zaten usul usul öğütür bizi.
Sabah güneşiyle gelen bir kedi misali
mutluluk bazen şaşırtır, patilerle gelir.
Alışma rutine; şaşır, gözlerini aç.
Çünkü hayatın tek kullanımlık değil belki ama
her anın tekil: o andaki sen bir daha aynı olmayacak.
Kulağında çınlayan annenin sesi,
babanın öğüdü, bir eski fotoğrafın gülümseyişi,
hepsi bir depo, bir hazine ama kırılgan.
Onları sakla değil, harca; sev, söyle, göster.
Çünkü saklamak ölüme benzer; göstererek yaşatmak hayat verir.
Ve tekrar söyle: “Bir dahası yok hayatın…”
Söyle, çünkü kelimeler zincir kırar.
Tekrar söyle, çünkü bazen unutuyoruz
alıştığımız için ölümcül ertelemelere.
Söyleki dursun saat, durmasın kalp,
yaşamın kıymetini bilelim anbean.
Gecenin köründe bir sigara yakma,
ama eğer yakacaksan da tadını çıkar.
Okumadığın mektupları yakma hemen,
önce oku, sonra bırak ya da yaşamaya başla.
Her şeyin bir intikamı yoktur; bazen sadece
hikâyesi vardır ve o hikâye seninle tamamlanır.
Mutlu olmayı ertelemeyin,
çünkü canınız istediği zaman
Ölmeyeceksiniz — dedin bunu,
ve ben kulak verdim.
Ölmeyeceksiniz derken belki de
hayatın bir daha aynı olmayacağını kastettin:
o yüzden şimdi yaşa.
Çünkü şimdi, şu an, şimdi
ellerde sıcak çay, pencerede yağmur,
yüzünde bir çizgi; sevgide bir çizgi daha.
İleri atıl, geri kalma; çünkü geri döndüğünde
aynı rüzgâr esmeyebilir.
Al elimi, yürü, konuş, sus; hepsi değerli.
Son bir kere daha: ertelemeye hakkın yok,
hayat bir kez verildi, tek bir bilet.
O bileti boşa harcama bekleyişlere.
Şarkını söyle bugünün dilinde,
aşkını göster yorgun ellerle.
Çünkü “bir dahası yok” demek,
her anı kutsal kılmak demek.
Ve eğer bir gün hatırlarsan bu şiiri,
gülümse; çünkü hatırlamak, yaşamak kadar değerlidir.
Bir dahası yok hayatın evet
ama belki de her an yeniden başlamaktır
gözünü açıp gülümsediğin her sabah.
Mutlu olmayı erteleme; şimdi ol, bugün ol,
şimdi yaşa, şimdi sev; çünkü canın istediği zaman
Ölmeyeceksiniz ama belki de o an gelince
artık ertelemeye yer kalmayacak.
Söz : Mucize
Mucize ŞiirlerKayıt Tarihi : 17.9.2025 15:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!