Birbirimizi Tanımaya Zaman Bulamıyoruz - Garib Çoban
Ömrümüz senin kadar uzun değil ama bekleriz vaktimiz var.
Göğsüne vurarak kalbini azarladı!..
Katlan kalbim, vaktiyle bundan daha kötülerine katlanmıştın.
Bir bedenden, bir isimden ya da bir biçimden hoşlanmazsınız.
Bir karakteri, bir sesin sesini, bir parfümü, bir vücudun sıcaklığını, bir elin dokunuşunu, bir bakışı, bir gülümsemeyi seversiniz.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Hiçbir şey bilmiyoruz bu birincisi!..
Bu yüzden çok alçakgönüllü olmalıyız bu ikincisi!..
Bilmediğimiz halde bildiğimizi iddia etmemeliyiz bu üçüncüsü!..
Halka sevdirmek istediğim yaklaşım kabaca budur.
Hepimiz sevecek bir şeyler bulabiliriz.
Ve bir şeyi sevdiğinde, sonunda her şeyi seversin.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Gerçekten hafiflik bir dağılışın ardından gelecek.
Eski zamanlardaki büyük yalnızlar mutluydular, ikiyüzlülüğü bilmiyorlardı, gizleyecek bir şeyleri yoktu.
Kaç aydır yaşamıyorum.
Kendini sevmek, kendine bakmak, mutluluğunu öncelik haline getirmek bencillik değil.
Bu gerekli, her şeyi senden öğrendim, heyecan duygusunu bile.
Sadece bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum.
Bir tek kendi yalnızlıklıklarıyla söyleşiyorlardı.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Mescid ile medreseyi ısmarladık zahitlere.
Hakka ibadet etmeye yeter bize viraneler.
Yani uzun sözün kısası hiçbir şey de bir ucup ve kibir sahibi olmamak lazım.
Ne şehir bildiğiniz şehir, ne de sakinlik bildiğiniz sakinlik.
Ben de, ben miyim bilmiyorum.
Hiç bir şey eskisi gibi değil.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Biz sözlerimizi artık satırlara değil sadr’ımıza yazdık.
Kalbinizin gözü varsa okur, kulağı varsa duyar, dili varsa konuşursunuz.
Şems vakti duada o hissi bekliyorum.
Teheccüt vakti Estağfirullah deyince, Besmele ekmeğimizin bereketiydi.
Gönlümüzün en güzel yoluydu Huu.
Bir ahiretlik karşılıksız sevenin, sevgilisinin alnına, birde gariblerin zikriydi Besmele.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
İki dünyada aziz ümmet,
Muhammed ümmetiydi.
Tefekkür ettikçe ferasetiniz açılır, hikmet gelir.
Cenâb-ı Allah kendini düşünen, kendi üzerinde teemmül eden, tefekkür eden kulunu kesinlikle boş göndermez.
İnsanlarla konuşacaksınız, onlara hiç Allah'tan, Peygamber'den bahsetmeyeceksiniz.
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Ama her söylediğiniz söz doğru, hak olacak.
Ve O, ilahi hitabın sizin dilinizden tebliği olacak.
Bu çok enterasan bir şey.
Belki sözünüzden çok, ef'âlinizle hareketlerinizle örnek olacaksınız.
Kitaplarını okuduğum, sohbetlerinde bulunduğum insanlarda beni hâlâ etkileyen nedir bu ileri yaşımda?..
Giden gidecek yer buluyor da, kalan kime sığınsın?..
Kavilleriyle fiillerinin uyuşması.
O sizin ruhunuzda bir iz bırakıyor.
Okuduğunuz tabi ki zihninizde kalıyor ama esas itibariyle eylemdeki fazilet, hassasiyettir ortaya çıkan.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Gönül pervanedir ama kime?..
Çok yakın ve çok uzak olan anlayamaz.
Anlamak arada için bir mesafe gerekir.
Aşırı sevgi mesafeleri kaldırır, her ihanet sevgiyle başlar.
Mesafesizlik bizi kör eder.
Sevdiklerimize dikkat edelim!..
Kıyamet günü yakınlarınız da çocuklarınız da size fayda vermeyecek. Allah aranızı ayıracak. Mümtehine-3)
Sıradan insanları değil, basit insanları severim, bu farklı.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Sadelik göz ardı edilen güzelliktir.
O doğal zarafet.
Yalnızlığıma ve ıstraplarıma saygı istiyorum sadece.
Sözlerinize ihtiyacım yok, o süslenmemiş güzellik.
O karizmatik bir tavırdır sevgide.
Ey gönül, şems vakti sustuğun zaman daha fazla güce sahip olursun.
Çünkü bu insanların kendilerinden,teheccüt vakti şüphe duymasına neden olur.
Bazen nedenini bilmeden kendimizi bir kafesin içinde, kendi düşüncelerimizin, güvensizliklerimizin.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Ve kararsızlıklarımızın tutsağı gibi hissederiz.
Duaların aşkla karışmasını istiyorum.
Sıklıkla deneyimlemediğimiz derin sevgiye ulaşmak için.
Ve kapı açıkken bile çıkamıyoruz.
Çünkü vefa, karşı konulamaz muhteşem bir hazineyi saklayan gizli bir sandıktır.
Ancak genellikle çok karmaşık ve sade bir kilide sahiptir.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Asla hoşça kal demiyorsun, her zaman sonra görüşürüz diyebilenler.
Seninle gezmediğim bir sokak var içimde.
Seninle gitmediğim bir yolculuk var daha.
Seninle geçirmediğim günler ve geceler var.
Seninle paylaşmadığım aşkım var daha.
Yalnızca doğru anahtar olan karşılıksız sevgiyle onu açabilir.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
G/özde ve gönülde kalacaksın.
Ve ruhum seninle kalacak.
Sen bilmeyeceksin ve sana olan aşkım satırlar arasında ve harfler arasında uzayıp gidecek.
Seninle tanışmaktan her zaman etkileneceğim kabul olmuş bir dua gibi.
İnsan bile olamayan insancıkların, hayvanların haklardan yoksun olduğu varsayımı ruh hastalarının bir oyunu.
Ve onlara kısırlaştırarak davranışımızın ahlaki bir anlamı olmadığı açık seçik zulmü ortaya koyuyor.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Batı kabalığının ve barbarlığının kesinlikle çirkin bir örneğidir hayvan hakları.
Gönülleri okumanın imkansız olduğu zamanlarda bile, elde edilen gönül kitapların varlığı öyle bir vecd meydana getirir ki.
İnsanın okuyabileceğinden daha fazla sevgili olması, ruhun sonsuzluğa uzanmasından b/aşka bir şey değildir.
Mutluluk seyahat edilemez, sahiplenilemez, kazanılamaz, giyilemez veya tüketilemez.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
Mutluluk, her dakikayı sevgi, zarafet ve şükranla yaşamanın ruhsal deneyimidir.
Sevgi ehli beyitli gönüller arasında nurdan bir köprüdür.
Sevilen kim olursa olsun bizim işimiz sevmek, vefalı kalmak için.
Vefa sevginin şahidi, aşkın mührü Muhammed’dir.
Alzheimer’lı bir hastaya verilen randevuya geç kalmamak gibidir sevenler.
Sevgiye gönüller uyumlu olduğunda, aşkın geleceği yok edilemez olur.
Bizi bize bırakma ya Rabbi, tevfîkini refik eyle.
(Y.ed -Güzide Mektuplar Albümü)
Kayıt Tarihi : 7.3.2023 18:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Edepten mahrum olan kişilerde ilim bulunmaz. Onların sözleri ramazan topu gibi kuru gürültüden ibarettir. (Hz. Mehmed Zahid Kotku k.s.)
Dağılınmış, saçılınmış ama nakaratta toplanılmış...
Bazı cümleler tefekkürlük...
Tebrikler
Dualarımızın kabulünü Cenab-ı Hak'tan diliyorum.
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun.
bir hâlde Cenâb-ı Hakk’ın rahmet kapısında af dilenmek,
Allâh’ın mağfiretiyle birlikte, ilâhî lûtuf, ihsan, nusret ve
bereketin en güzeli olduğu muhakkaktır.
Allah bizi bize bırakır. Başarmamız için fırsat verir.
Bu fırsatı İSTİYEREK değerlendirdiğimizde bize yardımcı
olur. Elbette istemek gerekmektedir. Çünkü
"Vermek istemeseydi istemek vermezdi" malum cennet
ucuz değildir.
GÜZEL BEYANLARDI
TEBRİKLER SAYIN DEMİRCİ
Bu yüzden çok alçakgönüllü olmalıyız bu ikincisi!..
Bilmediğimiz halde bildiğimizi iddia etmemeliyiz bu üçüncüsü!.."
İnsanı, insan kılan en büyük erdemden biridir, alçak gönüllülük... Yüreğinize, kaleminize sağlık.
TÜM YORUMLAR (7)