Biraz tarif edeyim bu yaş çayı
Makasladım doldurdum kuviçayı
Gittim alım evine teslim ettim
Tentalar çok ağırdı hepten çektim.
Yaş çayı alım evine serdiler
Arabayla fabrikaya çektiler.
İzdihamdir zaman yok boş durmaya
Arabadan paletle soldurmaya
Soldurmada belirli süre kaldı
Daha sonra kıvırmaya yol aldı
Makinalarda kıvırılıp durdu
Ordanda fermatasyona yurudu.
Şimdide kurutma vardır sırada
100 cc. de kavrulur orada
Ordanda sira tasnife geliyor
Tasniflenip numara veriliyor
Bu arada imalati bitirdik
Kuru çayı pakete gönderdik
Toplandik eş dost bir araya geldik.
Açtık paketi güzel çay demledik
.
Hikmet Atiş. 27/08/ 2016
Kayıt Tarihi : 27.8.2016 21:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hikmet Atiş](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/08/27/biraz-tarif-edeyim-yas-cayi.jpg)
Meğer ne de uzun ve zormuş... Şu kıymetini daha önce hiç bilemediğim, sevgili çayımızın bize ulaşmak... Ve o tadı damağımıza bırakabilmek adına yaptığı yolculuk...
Ama... Özlediğim o kokuyla birlikte, bir burukluk çöktü içime...
Sırf, şiirin tadını da alabileyim diye... Şimdi kalkıp demlesem mi demeden, demledim... Bu arada da bir 'dostun' sayfasına uğrayıp selamımı bıraktım... Ve sonra çıktım çayımla balkona... Önümde okunmaktan neredeyse ezberlenmiş şiiriniz... Elimde çayım ama gözüm uzaklarda... Çok uzaklarda...
Alabilir miyim dersiniz, o çok özlediğim tadı, şimdi sadece burnumu değil, ta yüreğimi sızlatan kokuları...
Hava da nasıl sıcak... Oysa yine lapa lapa kar yağıyormuş şehrime... Hani biz vatanımızda böyle günlere “yazdan kalma” deriz ya... Kalma değil... Yazın ta kendisi... Ama keyfimden bir bardağı çalarken o sıcağın bile yasağını “pialarına dikkat et” diye koyuverirse can Selim’im... Nasıl koymasın bu özlem bana... Peki, ben şimdi nasıl bulurum damağımda o özlediğim tadı...
Oysa benim bildiğim tek pia... İhtimaller denizinde ürkek bir balıktı ve benim onu yakalamaya çalışan bir çift inançlı elim vardı... Bu eksikli eller mi kaldı bana şimdi?
İşte bende günün manzarası üstat... Ama yine de şikâyetim var... Hani o tavşan kanına özlemim... Hani o saf tadı ve kokusuna bile elimizi uzattığımız çaylara benim özlemim... Ne gereği vardı da soktular içine bergamotu...
Dilerim... Her zaman, tam tadında olur çayınızın şekeri...
Her şeyin gönlünüzce olacağı bir ömür... Ve... Elinizin... Yüreğinizin dert görmemesini dilerim Yüce Rabbimden...
Her daim... Sevgi ve saygımla...
TÜM YORUMLAR (10)