Bıraktığım Köyüm Bu Değil Kardaş

Hayalimde kalan hatıralarda
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş
Otlar kurumuş boz kalan tarlada
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Sürüler vardı koyunlu keçili
Köpekler yedekte boynu demirli
Atlar yük taşırdı sırtı semerli
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Kışları dizboyu karlar yağardı
Baharda sevda gülleri açardı
Nişanlılar birbirinden kaçardı
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Yazları her yıl yaylıya göçerdik
Malları sürer yollara düşerdik
Su yerine soğuk ayran içerdik
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Baba ana ağabey yengelerim
Hep bir evdeydik kardeş, Fatma, Kerim
Sılaya dönsem boş evi neylerim
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Peyniri var amma yağı alınmış
Südü sade değil ki su katılmış
Yoğurtlar bakraçta kaymaksız kalmış
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Sular birikmiş depoya alınmış
Doğası bozulmuş tadı kalmamış
Bu köyün şehirden ne farkı kalmış
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Halkı bir santim yer için didişir
Sebzeler suni gübreyle yetişir
İnsanlar bu hakkı nasıl ödeşir
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Arılar şerbetle sarhoş edildi
Reçele benziyen bal üretildi
Zenginlik arttı var mı bereketi
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Armutlar tezgâhta, sararmış rengi
Görünce sanırsın bal gibi sanki
Tadı samana benziyor inan ki
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Kimisi içki de arıyor demi
Şişesini açmış yanında yemi
Bu gösteriş değil de nedir yani
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Üç gün üç gece düğünler olurdu
Keşkeği yiyen oyuna dururdu
Davul zurna baştan horon vururdu
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

İnekler meler öküzler böğürür
Atlar kişnerken eşekler ağırır
İnsan insanı ıslıkla çağırır
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Bu seslerin artık miadı dolmuş
Dikili ağaç gibi ayakta kurumuş
İnsan birbirini tanımaz olmuş
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş

Gençler artık kayıp etmiş özünü
Dinlemez olmuşlar büyük sözünü
Baş tacı etmişler elin kızını
Bıraktığım köyüm bu değil kardaş