Sen çektiğim son sızı, aşk-ı azamın kızı
Seni yaşatmak için beni tüketemezsin.
Sen göklerin hırsızı, bana bir tek yıldızı,
Olmayan bir gökyüzü bırakıp gidemezsin.
Hüsran rüzgârlarında kıyıya vura vura,
Umutlar dibe battı, düşlerim alabora.
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Biz ki, birbirimizdik, yalan mıydı düş kızı?
Sen çoban armağanı, ben de bir çamsakızı
Ben ölürsem seni de öldürmez mi bu sızı?
Yarına yarınsızı bırakıp gidemezsin
Güzel şiirinizi severek okudum yüreğinize sağlık üstat. Tebrikler.
"Aşk", "Işk" kökünden türetilen bir kelim olup, manası da, ağaçlara sarılıp onların özsularını emerek kuruyup ölmelerine sebep olan sarmaşık demektir.
"Sevda", yeni dilde adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir akıl ve ruh hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade kara sevda olarak tesmiye edilir.
Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.
Ben Bayram Mecit'in kalemini beş yıl kadar önce edebiyat sitesinde tanıdım. Yazdığı şiirlerin tamamı yüksek kalitede olmasına rağmen aynı oranda da tevazuu sahibi idi hep. Kendisinin de kabul ettiği gibi imla ve noktalama sorunları olurdu şiirlerinde ve bu tenkitleri de hep olgunlukla karşılar, polemiğe neden olacak cevaplar vermezdi. Şahsen hiç karşılaşmamış olsak da on numara şairliğinin yanı sıra adam gibi adamlığından da eminim. Kendisi sanırım buraya pek sık girmiyor.Gayet iyi hatırlar ki edebiyat sitesinde iken 'yüreğinize sağlık' yorumları beni çıldırtırdı. Çok şükür burada fazla yok yüreğine sağlıkçı. Şüphesiz ki herkes şiir yorumlayacak teknik donanıma sahip olmayabilir. Fakat her okurun teknik detaya giremese de,şiirin içeriğiyle ilgili 'yüreğine sağlık'dan başka yazabileceği birkaç cümle olduğuna inanıyorum. Bugün şu an anladım ki yüreğine sağlıkçılardan da beteri varmış. Şiirlerin teknik alt yapısına dair bir fikir sahibi olmadan tereciye tere satanlar olduğunu görmek bayağı güldürdü beni. Güldürdü çünkü, kendi yazdığı garip şeyleri görmeden,buraya gelip bu şiirin altına adeta 'ben şiir cahiliyim' imzası atanlara sadece gülünür. Bir düşünmek lazım atalarımız boş yere mi 'at binenin, kılıç kuşananın' demişler. Tırnak çakısı bile kullanırken etini kesecek kadar beceriksizler kılıç kuşanırsa, deyimlerimize göre baltayı taşa vurmuş olur. Neyse, hiç teknik detaya girmediğim bu yorumumu yine bir atasözü ile noktalayayım. Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Osman Nurani'nin keşke hiç yazmasaydı dedirten yorumunu okudum. Doğrusu sonuna kadar okumaya da tahammül edemedim. Çünkü daha yorumun başında saçmalamış. Kafiyelerin yerine takmış. Daha doğrusu kafiyenin yeri diye bir kavram var mı acaba? 7. kıtanın kafiyeleri ile başladığı yazısında üç kafiyeden birini doğru olarak bilmiş. Beyefendi, mısraların baş tarafında yer alan dayanağım ile kaynağım kelimelerini kafiye zannetmekle ne kadar engin bir edebi kültüre sahip olduğunu göstermiş. Oysa yedinci kıtanın kafiyeleri sağım, ayağım, sağım şeklindedir. Birinci sağım istikamet, yön anlamında kullanılırken, ikinci sağım yaşıyorum hayattayım manasında kullanmış. İnsan bilip bilmeden yorum yazdığı zaman sadece kendini küçük düşürür, kişi kendini ne kadar büyük görse de. Ayakları yerden kesilmiş ve başı bulutlardaki şiir allamesi böyle kafiyeleri büyük ustalar kullanmış olsa bile beni kesmez diyor.Ben de Allah afiyet versin diyorum
Bayram Mecit'i yaklaşık beş yıldır tanıyorum. Şimdi yayında olmayan bir şiir sitesinin hasbelkader seçki kurulu başkanlığını yapmıştım. Eklenen hece şiirleri o kadar birbirine yakın kalitede olurdu ki seçim yapmakta çok zorlanırdık. Bazen gerek teknik, gerekse içerik bakımından birbirinden ayıramadığımız kalitede şiirler olurdu. Öyle ki günün şiirini sırf bu yüzden bazen imla ve noktalamalara bakarak belirlerdik. İşte bu kaliteli şiirleri yazanlardan biri de her zaman Bayram Mecit olurdu. Bu şiirin altına yazılmış oldukça uzun ve bir o kadar da gereksiz Osman Nurani yorumunu görünce, erken emekliye sevk edilmiş bir edebiyat öğretmeni sıfatıyla ben de teknik anlamda bir şeyler yazmak isterdim ama daha iyi bir şey yaptım. Bayram Mecit şiirlerinin kalitesini gayet iyi bilen ve geçmişte yazdığı yorumlarla edebiyat sitesinin fenomeni olmuş Şakir Atlı'yı bilgilendirerek siteye davet ettim. Umarım beni kırmaz, gelir ve gereken teknik analizi o yapar. Neticede her işi erbabına bırakmak gerek.
Nurani bey bizi bir hayli aydınlatmış.. Çok boş aydınlatmış, çok gereksiz ve manasız saçmalamış ama aydınlatmış bizi.. Işıl ışıl etmiş, nur içinde bırakmış bizi.
Tek dayanağım sensin, solum sen sağım sensin,
Varsın kör topal densin, elim ayağım sensin,
Hayat kaynağım sensin, dirim sen, sağım sensin,
Ardında bir cansızı bırakıp gidemezsin.
…BÖYLE bir kafiyeyi doğru bulmuyorum. 1. mısra da “dayanağım” mısranın ikinci sözcüğünde, 2. mısra da “ayağım” kafiyesi mısranın sondan bir önceki yerinde, 3. mısrada da yine mısranın ikinci sözcüğünde “kaynağım” kafiyesi kullanılmış. Ben bu tür bir kafiye sistemini kafiye olarak görmem. Ustalardan da kullanan olmuş mudur olduğuna inanıyorum fakat beni kesmez.
…Değerli Hanfendi DİLİBURE;
Dilrûba Emine Genç
Bursa
Bayan, 44
26.05.2013 02:07
Ben yaşayan, yaşatan, canlı şiirleri seviyorum. Duygu arıyorum şiirde ne olursa olsun yeter ki bana dokunsun istiyorum. Duyguları da süslü kelimelerle anlatabilmek eminim ki çok zor bir kaç kez denedim aslında baktım şekil olarak düzgün ama tüm duygularım karışmış :)) sonunda yazmayı bıraktım.
…evet çok doğru söylüyor. Süslü-püslü, sanatsal içerikli şiirler ancak yazanı ve birkaç şekilcileri mutlu kılar. Övünmek gibi olmasın biz de REYONUMUZDA çeşit bulunsun babından yazdığımız bu tür şiirlerimiz var. İşte bir örnek verelim;
Meded Ya Allah
Zamana mekâna verir ayarı
Mir de senin fer de senin kal’ eyle...
Hak yoldan sapana verir uyarı
Ir’da senin Tur da senin sal eyle…
Kudret kalemiyle yazar kaderi
Hak edene neyse verir ederi
İmtihana çeker sarar kederi
Har da senin şer de senin hal eyle…
Yedi kat gizemli direksiz dünya
Yakıtsız parlıyor Güneş Süreyya
Gökte gezegenler girmiş sıraya
Var da senin sır da senin yol eyle…
Börtü-böcek bulur haktan rızkını
Bir gün yere çalar sapkın azgını
Levh-i mahfuzuna asmış yazgını
Kur da senin sur da senin dal eyle…
Akıl nimetiyle donatmış kulu
Bizlere gösterir en doğru yolu
Darda kalanlara uzanır kolu
Kor da senin ser de senin dil eyle…
NURANİ pür-melal geldi kapına
El-aman deyip yüz sürdü yapına
Nura gark eyleyip yol ver topuna
Zar da senin nur da senin gül eyle…
Osman NARANİ///08/03/2013
MİR: Başkumandan
FER: Işık, kandil, kuvvet
KAL: azletmek, söz, bir şeyi çekip koparmak kudreti
IR (Ira: karâkter, seciye) : ahenk
SÜREYYA: parlak yıldız
PÜR-ÂMÂL: istek ve arzularla dolu
ZAR: inleyen, ağlayan, zayıf, dermansız
Osman Nurani
…Bayram bey hakikaten şair olarak harflerle, sözcüklerle oynaya bilecek kabiliyette bir arkadaşımız.
…kıymetli DEMİRCAN da zaten belirtmiş. Kendisiyle farkımız birimiz şiirsellik açısından bakarken zat-ı alimiz hem şiirsellik hem de içerik bakımından adab-ı muaşerata uygun olup olmadığına bakarız.
…niye böyle bakarız biliriz ki kötülükler, haramlar, sağlığa zararlı tüm içecek, yiyecek ve parfümerinin reklamını doğru bulmayız çünkü sonuçta İNSANA zararlıdır. Bu cihetle kıymetli Demircan’a ;
Dün gece fırladım çıktım dışarı
Pencerene geldim rengim sapsarı
Baktım ki düğmeni alttan yukarı,
Hem oynayıp hem de çözer durursun.
Daha yaşın erken of ile ah’a
Az içtin bebeğim doldur bir daha
Gelir beklediğin çok var sabaha,
Kendini boş yere üzer durursun.
…bu dörtlüklerin ihtiva ettiği durumlarda katılamayacağım.
…evet şair ne diyor dün gece fırlayıp ( güdümlü füzenin rampadan fırlayışı ne bileyim ya da uzay mekiğinin rampadan fırlayışı gibi) doğruca manitasının camına varmış. Sevgilisini düğmelerini çözerken görmüş. Bu çok çok ayıp ve adab-ı muaşerata aykırı. Bilirsiniz meşhur bir atasözümüz “ÇALMA EL KAPISINI, ÇALARLAR KAPINI” bu cihetle yanlış buluyorum.
…bir diğer konu konu bütünlüğünden ayrılmış bir gazino-bar da bir başkasına ya da kendi sevgilisine “daha yaşın küçük ah vah etme ve hem daha sabaha çok var biraz bekle manitan gelir, az içtin biraz daha içki iç hele” demek hiç ama hiç yakışık almaz.
…evet tekrar söylememiz gerekirse biz bayram beyi şiir yazma yetisinde olduğunu ve sırf şiirsellik açısından (mana ve adap göz ardı edildiğinde) bakıldığında çoklarının eline su dökemeyeceğini bir kez daha tekrar ederken bu güzellikte bir şairin enerjisini HAK yolda tüketmesini arzu ederiz.
…saygılar.
Tek dayanağım sensin, solum sen sağım sensin,
Varsın kör topal densin, elim ayağım sensin,
Hayat kaynağım sensin, dirim sen, sağım sensin,
Ardında bir cansızı bırakıp gidemezsin.... yüreğinize, emeğinize sağlık....tam puan anto diyorum...yerini haketmiş bir şiir.....
''Kimseler uyanmasın, parmak uçlarınla git. '' muhteşem bir söz... yürepinize sağlık
boylesine usta kalem bos olamaz dedim.. saifesine daldim.. hakli ciktim..
birbirinden enfes yapitlari icre.. adeta buyulendim.. yere mihlandim..
onyargi .. adim atmamiza engel agir pranga.. kalin zincir.. kirmadikca
bu toplumsal hastaligi bertaraf etmedikce.. gozumuz onunu goremeyip.. miyop miyop gezecegiz..
hint horozu psikolojisi ile..
saldir parcala bitir tuket yok et mantigi ile yaklasmamak lazim.. Bayram bey guclu bir kalem.. hakkini vermek gerekir..
Aç gözlü
Acıkmış kediler ciğer peşinde,
Sen gönül derdinde gezer durursun.
Ben yanıp dururken aşk ateşinde,
Sen sevda gölünde yüzer durursun.
Kısa giyinmezsin, utancın kimden?
Görmüyor gözlerim, pas tuttu nemden
Aklımı fikrimi yitirdim tümden,
Beni kaçık gibi süzer durursun.
Dün gece fırladım çıktım dışarı
Pencerene geldim rengim sapsarı
Baktım ki düğmeni alttan yukarı,
Hem oynayıp hem de çözer durursun.
Bu halin gönlüme acı bir müjde
Kayboldu hayaller silindi gözde
Telaştan ziyade sinir var yüzde,
Bilmem ki sen kime kızar durursun.
Daha yaşın erken of ile ah’a
Az içtin bebeğim doldur bir daha
Gelir beklediğin çok var sabaha,
Kendini boş yere üzer durursun.
Yetişir gönlüme verdiğin keder
Bu nasıl muamma, bu nasıl kader
Çevrende yüz çeşit yılan danseder,
Sen benim başımı ezer durursun.
BAYRAM MECİT 1995
.........................
Bu isimdeki bir şaire röntgencilik yapmayı hiç ama hiç yakıştıramadım beyefendi! Böyle şeylere çok meraklıysanız helalinden birisini nikah altına alıp soyup soğana çevirin ve sabahlara kadar röntgenleyin! Ama na-mahremlerin camlarında sabahlamayın lütfen! Zira bu yaptığınız hem ayıptır hem günahtır hem de yasaktır vesselam! ( by oldukca muhafazakar ve tutucu bir yorumcu)
......................
Şiiri tamamen okursanız, sadece bir kere yüzünü görebilmek için gittiğim kişiyi uygunsuz vaziyette görüp, ondan sonra duyduğum üzüntüyü anlatıyorum, rontgenciliği nerden çıkarrtınız..bi daha okuyun isterseniz..sizin içiniz fesat, anlatımda bir sorun yok.. ( by Bayram Mecit)
.........
bu vesile ile de.. bu harkulade kalemi kutlar.. yiten umitlerimi.. sair cikacagina dair suphelerimi.. turk siiri olluyor cancekisiyor vesvesemi silip.. ut tomurcugu yeserten.. yapiti kutlar.. secki sebebi.. boyle bir sairi tanimamiza vesile olan.. sdcki kurulunu kutlar.. tesekkur ederim.. saygilar..
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta