Güneşli bir günün akşamına yakın saatlerindeyim. Yine seni düşünüyorum. Sessizliğin, kuş cıvıltıları ile hüküm sürdüğü nazende bir bahçede. Yüreğim bir oturup bir kalkıyor sayende. Ha aradı ha arayacak. Sessizliği bozsun istiyorum telefonum. Ama nafile...
Bir demlik çay verdi garson, altında Osmanlı ocağı ile "soğumasın abim" diyerek bıraktı, deftere meftun kalemim, sigarama aşık küllüğün yanına. Masanın bir ayağı kısa. Hafif sendeledi ama dökmedi üzerinde ne varsa...
Sen döktün be sevgili; içinde ne varsa döktün.
Usulca sev beni dedim diye yüzüme çaldın içindeki özlemi, bensizliğe olan hasreti...
Al götür ocağı garson. Bırak soğusun, soğuyacağı varsa. Sıcak olsa ne yazar, çayım. Kalbim üşüdükten sonra...
Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
Devamını Oku
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta