bu gökyüzü kapanmaz kaybolmaz yıldızları
adımım aksak benim uzuyor yolculuğum
gün akşamsa, serinse, nazarlıysa gözlerim
bırak eylül desinler bu ağrıyan yanıma
yüzüm acı coğrafya dilimde eski hüzün
açılır belki kapı kapanmasın gökyüzüm
çıkmaz sokak gibiyim hüzünlerle kapanan
yanında dağ devrilen umarsız bir faniyim
bu yapraklar ağaçlar en acılı şarkılar
belki de eğik boynum nabzımı hızlandıran
yağmurum esaslıdır en çok kızlara yağar
evde kalmış kızlar ki en çok eylülde kaçar
bende korkudur gece küflü, ıslak ve ıssız
yaşamak eski yalan gündüze muhtaç keder
tüm yolların sonunda her yan büyük bir kumsal
bu avare halimle nasıl yüzebilirim
bitsin artık diyorum yaşadığım bu masal
görünmez bir aynadan hüznü çıkarıyorum
sonra gelsin bu mevsim adı hüzne eş olan
çocuklar eksik yanım yapraklar sarı perde
elimde açan çiçek kelebekten renk almış
iyi saatler olsun renginiz pek yaraşmış
çürüsün de çürüsün unutulan ne varsa
haydi geçelim güze bana eylül desinler
Kayıt Tarihi : 30.1.2002 22:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sizi yitik düşler ve polemikten tanıyor ve en çokta serbest şiirin güzel örnekleriyle hatırlıyorum.....
Ama hecede de ne kadar başarılı olduğunuzu burada görüyorum....
elimde bulunan 'yitik düşler-2001've 'polemik-1999'sayılarında ki çalışmalarınızla bir kıyas yapıldığında şiirinizin bir evrim geçirdiği ve devinim halinde olduğu açıkça görünüyor...
kutluyor saygılar sunuyorum.şiir kalınız.......
Mustafa Sami
mustafanın haziranına selamlar. bir de nisanına...
TÜM YORUMLAR (3)