BİR ZAMANLAR VE ŞİMDİ
bir zamanlar,
bir hoş döverdi demiri, kerim memet...
bir başka sürerdi, garip hasan tarlasını
yıllardır...
bir türkü tuttururdu,
ayşe bacım sallarken kirkitini...
umutla açardı, bakkal osman
dükkanın kepengini...
bir zamanlar,
bir başka sevdayla karşılıksız sevmişti,
kerem, aslı'sını...
kahroldu, lakin yitirmedi
ferhat, şirin'ini...
unuturdu derdini, tasasını
muallim naci,
kara tahta başında...
ve bir zamanlar
göz koyamazdı düşmanlar,
vatanımın toprağına, taşına...
kara çarşaf, türban gelmezdi,
kadınımın aklına...
bir zamanlar,
memurum, halkın memuruydu...
bilmezdi rüşvet, hile, yalan dolan...
askerim, polisim, tetikteydi her an...
adam kayırma, heybe doldurma,
bilmezdi yönetemlerim...
sokaktaki insanla etle tırnak gibiydi
benim vekilim...
bir zamanlar,
'sanat halk içindir.'
diye beste yapar,fırça sallardı
sanatçım...
ve bir zamanlar,
gerçeği anlatır, doğruyu söylerdi,
gazetecim, yazarım...
imeceyle aşardık sorunları, dertleri...
acıyı bal eylerdik,
paylaşırdık sevinci, kederi...
bir zamanlar,
tok yatmazdık komşumuz,
açsa bir gün bile...
huzurluyduk yurdumuzda yediden yetmişe...
ve şimdi,
büyük şeytan girdi dünyamıza...
ters yüz oldu herşey birdenbire...
huzuru kalmadı,
çatıldı kaşları emekçinin, çalışanın...
gülmeyi unuttu,
naçar kaldı insanım...
tayını acı oldu,
katığı zehir...
çatladı topraklar,
kurudu göl, nehir...
ve bugün,
anlamakta gecikmedi,
çilekeş insanım bunların nedenini...
ABD dedi, AB dedi,
büyük şeytana...
ve yarın,
güneş doğudan doğacak,
bu güzelim vatana.!
Kayıt Tarihi : 11.8.2010 19:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!