Yorgun şehir
Külden bulutlarını asmış tavana
Sokaklar bir rüyanın dramını taşımakta
Şakaklarda ağrı
Düşünce iklimine yolculuktur
Bazen yorgun kelimeler taşıyamaz
Yürekteki ağırlığı da
Kendini mecaza vurur
Ah o yıllar denir
Ah o şehir denir
Ah o demler denir
Şikayetler dillenir
Mısralar dellenir
Zaman dönmez ki geriye
Geçer seneler hissizce
Çocukluğa özlem
Gençliğe özlem
Derken mekana özlem
İşte o mekanın adıdır bende
Eskişehir
Sevdamın saltanatı
Odunpazarı’nda yatan hatıralar sandığı
Kimi anlarda hayallerde açılır
Öyle bakılır bakılır
Yüzüme bir tatlı tebessüm yayılır
O tebessümde bir aşk gizlidir
Eskişehir
Hayalde bir aşkın silueti
Gerçekte yaşanan bir şiir
Bir şehir ancak bu kadar sevilir
Yüreğe yontulmuş bir gizli sihir
Okurken
Uzaklardayken
Kanlıpınar’dan şehre bakarken
İçim titrerdi
Bir mabede girer gibi olurdum
Bir zamanlar Eskişehir
Aynasında girdap barındıran
Çalkalandıkça insanı içine alan bir devdi
Bir zamanlar Eskişehir
Soğuğunda sıcaklık yayan koca bir evdi
Şimdilerde hikayesi daha bir hazin
Söylemeyeyim
Buz tutmuş kaldırımlarda ayazdan yüzler
Kalabalıklar kimliklerini taşımakta
Çocukluğumun anılarında
Henüz büyümemiş çağlarında
Üşengeç bakışlarla güvercinler
Alaaddin Parkı’nda üşüyor
Ben bir bankta üşüyorum
Huzur doğardı her şafakta eskiden
Eskiden Kalabak da bir başka güzeldi
Eskiden
Çocukken
Sokaklarında bir puslu maske
Beni râm ederdi kendine
Hayrandım o seraba
Kapılırdım bendine
Çocukluğum ah eşsiz bir maden
Neler saklanır kaynağında
Sokak aralarında futbol
Lastik topla oynanan
Çoğu kez kızardı amcalar
Teyzeler kükrerdi
Keserlerdi topumuzu bazı
Eskiden saygı vardı
Boynu bükük otururduk
Gençlikte rüya gibiydi
Çoğu kez aşkla süslenen
Daha delikanlı
Daha ağır abi
Daha şekilli
Büyüdüm
Adam oldum
Hâlâ giderim maçlara
Hâlâ bağırırım
Hâlâ gönülden bağlıyım
Mezara dek sevdalıyım
Küçüktü şehir
O da çocuktu belki
Şehri uzatırdık önceleri
Severdik turlamayı
Yoksul sonbaharlarda tenha olurdu
Zengin baharlarda çağlardı cıvıl cıvıl
Yazın çınar altları
Kışın dumanlı kahvehaneler
Hamamyolu’nda şifalı kaplıcalar
Reşadiye’de asalet
Ayakkabıcılar simitçiler kahve çekenler
Bembeyaz mutluluklar konvoyu
Henüz ağlamayı unutmamışken
Gülmeyi de bilirdik doyasıya
Yokluk içinde hayat
Daha bir dolulukta olurdu
Şahin Tepesi vardı hâlâ bâkir
Porsuk akardı hâlâ temiz
Ya o Bahçelievler
Ya o meşhur Vişnelik
Eski garajlarda yer altı çarşısı
Küçük ama sevgi dolu
Doktorlar’da sevgililer
Kızılcıklı’da soylu evler
Tül arkasında kaldılar artık
Faytonlar dolaşırdı
Nal sesleri asfaltta bir hoş ahenk
Adalar’da tavla
Köprübaşı’nda boza
Bir de oldu mu met helva
Sıkıntılar başka yaza
Hepsi siyah beyaz mıdır anıların
Hepsi de özlenir mi
Nazarlardan gizlenir mi
Bir zamanlar Eskişehir
İşveli bakışlar atardı
Okkalı demlerdi insanı
Adamakıllı sarhoş eylerdi
Bir zamanlar Eskişehir
Güldü mü adamı kendine esir ederdi
Mart 2009
İrfan KarapınarKayıt Tarihi : 7.3.2009 16:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Karapınar](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/07/bir-zamanlar-eskisehir.jpg)
YÜREĞİNDEN DOLAŞTIM HAYALLERİNİ....
CAMEKANLI BALKONUNDAN BİR KAÇ BAKIŞ ATTIM CADDEYE....AĞIR AĞIR KALDIRDIM
BAKIŞLARIMI ODUN PAZARINA DOĞRU....
DERİNDEN İKİ NEFES ÇEKTİM HASRETİMİN SIYAH SAÇLARINDAN.
VE İNDİRDİM GÖĞSÜMÜN ORTASINA ...
BİR ŞİİRE BAKTIM BİR ŞEHİRE BİR ONA...KISKANDIM ALAADDİN PARKINI VE O BANKI...
ŞİMDİ NASIL DERİM YİRMİ YILLIK HASRETİMİ İKİ GÜNE SIĞDIRDIM..
NASIL DERİM...
O ASİL YÜREĞİNE EN İÇTEN SEVGİLERİMLE.
TÜM YORUMLAR (22)