Bir zamanlar kırmızı değil, beyazdı her şey.
Saf, lekesiz bir hayal asılıydı gökte.
Hangi karanlık yemin bozdu o ak sabahı?
Şimdi gri bir hüzün kaldı, o tozlu yerde.
İzbe bir köşe miydi, o kutsal sandığın?
Adımı trnimi her gelip geçene mi anlattın?
Oysa gönlüm sana bir tapınak kurmuştu,
Şimdi yabancı bakışlar kirletiyor her yerimi.
Zehirli bir el miydi, bize uzanan?
Yoksa senin miydi o kırık can sesi?
Aynada kalan görüntü, artık ben değilim.
Bu enkaz altında boğulan, son nefesi bizim.
Şimdi söyle, hangi değersiz an uğruna,
O paha biçilmez cenneti yaktın, yıktın?
Bu sessiz yası, hangi sahte alkış için,
Sonsuza dek sürecek karanlığa bıraktın?
Sana bir nefes bile haram, bu kirli sahadan.
O tarihsiz cinayetinin hesabını vereceksin!
Gözlerime bakıp sessizliğimle sınanma sakın,
Benim de yakacak bir ateşim var, senden kalan.
Perde indi madem, ışıklar söndü nihayet.
Ne suçlu ara, ne günah yükle o kadere.
Senin yokluğun da bir tür sakin liman şimdi,
Acıttı ama öğretti, bitti artık, hoşça kal demeyi.
Ne bir anı, ne bir iz kaldı senden geriye.
Bu küllerden doğan, senin bildiğin o ben değil.
Şimdi gökyüzümde, ne gri hüzün ne ak sabah,
Sadece, senin gölgenin bile ulaşamayacağı bir mavi var.
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 17:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!