Mahalle sessiz, yusuftutanlar ikindi uykusunda
Güneşin gizlendiği
Arnavut taşından yapılı dar sokakta
Birkaç çocuk oynamakta
Kimi çelik çomak kimi yakan top
Bahtsızlıktan mı yoksulluktan mı
Dam duvarları sıvasız
Karaçı Fatma bohçasını sermiş
Kumaşlarını sergilemekte mahalle kadınlarına
Anne terliğinden söylenerek kaçar
Köşe başında mahzun bir yetim
Karısının dırdırından bizar
Tesbihini sallar Memet amca
Beli kırılmış kapı önünde bir sandalyede
Dertlerini tütünle karıştırıp dürerken kağıda
Mahallenin şımarık genç kızı gezmelerden gelmekte
Permali saçlar ve mahalleyi saran yoğun parfüm kokusu
Görenlerin iç geçirip süzdüğü Aysel
Her doğan gün akşam olur bu sokakta
Gecenin karanlığı örter sabahın dertlerini
Her gün aynı şeyler yaşanır
Hep aynı müzikler çalar
Bakkalın önünde oturan gençlerin
Özenip bezene süsledikleri aşk mektuplarını
Manitalarına götürür şekere kanan çocuklar
Bakkalın Müslüm nağmeleri yükselen
Eski model kaset çaları
Ayrı bir hava katar sokağın sessizliğine
O benim çocukluğum
Keşke o sokakta olsaydın
Tüm varlığınla sende
Beraber koşup oynar
Aynı mektebe gider aynı sırada otururduk
Beyaz gazozlar içer
Birlikte büyürdük
Gözlerinde doğar cümlelerinde yaşar
Yokluğunda ölürdüm
Yine Müslüm çalar bakkal dükkanında
Bir ömür yetmezdi ki seni sevmeye
Ah be gözleri ela sevgili
Dilem Nevam
Kayıt Tarihi : 8.10.2024 16:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!