Diyalektiğin zuhur ettiği bir zamanda,
Gül deseni gibiydim herhangi kırmızı kazakta.
Cereyan yapan koridorlarda kalmıştım.
Ürperen, sızlayan tüy yuvası ve diş kovuğunda.
Sokaklar allı pullu, ışıklar mızrak olduğunda,
Bebekler ağlamaya zemin aradığında,
Hayallerim helyum balonunun ucuna bağlandığında,
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,