eski bir sarkiydi bu ve admin harfleri gibi emindim guzelligine inandigim sarkinin.Bir hayatin bitimi gibiydi geri donus yollari olmayan bir sevgi.Bir palyanco agzinda ki boyalar gibi rengarenkti ask.silinmis yuzun aseton kokusuydu yasadigimiz gunler.gunler su gibi akip gectide birsey degismedi.dunya gazatelerinde ki vahset haberleri 50 yil evvelde ayniydi simdide ayni.Bir insani kaybetmek icin elimden geleni yaptim.Gidislerden ve donuslerden nefret ettim.hayatti balik agzindaki kurt misali bizi surukluyordu...eski bir sarkida buluyorum yasanmis izleri ve kulagima mermi izinde vuruyor...kislara donmus yazlarimiz bir daha geri gelmiyor ve birden ozgurluk sesi yukseliyor hayattan...ve istanbul akisina dair kiz kulesin alip goturmus. modernize edildigi gunden beri gidesim bile gelmiyor...kahretsin bu yalnizlik adama bir ada insaninin oykusunu cagiristiriyor.Adindi adimin yanina yazilan ve sevgi kelimelerini insanliga armagan ederken sen cikip gelsen gelme umuduna baglerken kendimi unutsam ve bir dada yasamasam...keman seslerini duymasam istanbulun cicek pasajinda raki icmesem.Hersey bir lokantada vestiyerde unutulmus bir ceket gibi sahibini beklese.bende o ceket olsam sende hic gelmesen...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta