Nazan Bekiroğlu’na
‘Güneşe
Aya
Onbir yıldıza
Ve kocaman dağın ardından doğacak güne …’
Kuyuya atıldığında sen
Akşamdan çöl geçti
Baba yüreğinden acılı bir deniz
Yağmur gülünün sancısında çatlayan dudakların
Derin saklı sularına vurduğunda kuyunun
Bir sımsıcak karaca kanına sürüldü gömleğin
Aldılar
Götürdüler kana sürülmüş gömleği
Bıçkın dişli, bıçkın pençeli bir kurttu,dediler oğlunu senden alan
Baba yüreğinden
Zifiri bir bulut geçti
Bir acılı yıldırım
Unufak oldu yıkılmaz görünen dağlar.
Bir nefes bir bakraçta can bulduğunda
Karakavruk kervancı başı
Ölçtü biçti
Yirmi dirhem,dedi güzelliğinin ederi,yirmi dirhem.
Alındın satıldın
Mühür basıldı
Tanıklar da hazırdı
Kurt,kuyu ve ayna.
Sonrası Potifar
Potifar, yani günlerin yani ayların yani yılların sahibi
Nil ülkesinin sahibi/kadınların,çocukların ve henüz doğmamışların
Tek kişilik ölüm yani /tek kişilik yağmur.
Çalınmış bir hayat bir esir sinesinde ne kadar saklı kalır?
Yanlış zaman/yanlış kalan rüyalara tutulsa da Züleyha
Züleyha,adı kocaman, adı soluksuz bir roman
Züleyha bir ince name,düşlerden düşmeyen mercan
Okuma-yazma bilmeyen Potifar’a yazılan.
Onun ellerine verildiğinde sen
Züleyha bir olgun başak
Züleyha bir kor yangın
Adın güzelliğin ve aşkın çocukluğu adın
Çoğulluğu en güzel ırmakların.
Züleyha bir düş masalı
Züleyha bir ağlamaklı duvar.
Seni ve aşkı büyütürken zaman
Adın güzelliğin,güzellik hala adının öbür adı
Durgun sular derin akar
Adın Züleyha’ya sevdalı
Mısır’ın tüm Züleyhaları sana bakar
Züleyha kadın
Züleyha kadın olmadan kadınlığını öğrenen kadın.
Ten uyandığında
Kendini en tenha bir kıyıya vurduğunda yalnızlık
Aşkı korkusundan daha büyük bir öykü olduğunda
Züleyha'nın.
Yarım kalan bir ihtilaldi
Tenine dokunmadan ölen isterik bir ten korkusu.
Ve tutsaklık,
Taşındığı her mekana kendi adıyla taşınıyordu.
Ona çağrıldığında sen
Züleyha'da
Yüzlerce yıl susuz kalmış ceylanların susuzluğuyla
-Gel,gelsene artık!
Züleyha’da
Susuzluktan ölmektense su içerken ölmek yeğdir’in korkusuzluğu.
Tül perde,elmas takı,şuh kadın sesi
Bu kadar çağırmadı hiç kimse ısrarla diğer kimseyi
Razıyım sende öleyim ben,bende ölesin sen.
-Gel,sun bana zaferimi!
Düştü vazo
Ufalandı sarı gül yaprağı
Gömleğinde bu kez bir Züleyha tırnağı
Ansızın
Açıldı kapı
Bir bıçak saplandı Potifar'ın ta orta yerine
Kadın küçüktü,kadın güçsüz
Karar kılındı
Zindan tüm siyahları örttüğü kadar zindandı.
Zindanları sırdaş bildiğinde sen
Çöl hala aynı çöl gök hala mavi gök
Ama gecelerde hep bir firavn uykusuzluğu
Yedi dolgun başak
Yedi kuru başak
Dolgun başak
Kuru başak
Çağırın tüm şehrin kahinlerini
Uykularını çağırın gecenin/uykusuzluklarını
Çözülsün bu afsun
Gecenin
Zindanlarından çağrıldın
Çağrıldın Firavn rüyalarına
Dolgun başaklara/kuru başaklara çağrıldın
Çözüldü,çözülmeyen bir firavn rüyasının esrarengiz buğusu
Sarayda yankılandı sesin
Adın şimdi Nil ülkesine hükümran
Adın,gelecek yedi bolluklu
Ve yedi kurak geçecek yıla hükümran
Sonraki ve sonraki ve daha sonraki yıllara
Tüm çağrılmışlar
Nil’in ve Mısır'ın tüm çağrılmışları geldi
Züleyha da geldi
Bu zorlu sınavın tamamlanma vaktinde
Bir şey,dedi Firavn,söylemeyecek misin Züleyha
Sustu saray
Firavn sustu
Yusuf sustu
Sustu Züleyha.
Eğdi başını Züleyha
Züleyha da yılların taşınmaz yorgun yükü
Saçında aklar, yüzünde kırış kırış halkasıyla
Salıverdi soluğunu Züleyha
Oniki yıldır içine tutsak ettiği soluğunu
Ben istedim onu,isteyen bendim onu
Dağıldı yüreğinde asırların kurşungeçmez suçluluğu
Baharlardan bahar gibi geldi Züleyha
Yeni açmış çöl çiçeklerini sunar gibi Yusuf’a
Bildim dedi Firavn,bildim.
Yıldızlar ufka dokunduğunda,
Gök yerinden oynatıldığında,
Ve dağlar yürütüldüğünde,
Ben onu kendimde bildim,kendimi onda bildim.
Sonra güneş,
Ay geldi,
Onbir yıldız da geldi
'İncire,
Zeytine
Ve kocaman dağın ardından doğan güne...'
“Hz. Yusuf babasına: Babacığım, gerçekten ben 'rüyamda' on bir yıldız, Güneş'i ve Ay'ı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm demişti. (Babası) Demişti ki: Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. Böylece Rabbin seni seçkin kılacak...” (Yusuf Suresi, 4–6)
Süleyman ToprakKayıt Tarihi : 3.9.2009 21:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1-Şiir Nazan Bekiroğlu'nun Yusuf ile Züleyha romanının kendi dilinde kısa bir özetidir. 2-Şiirdeki güneş Hz. Yakup,ay Hz. Yusuf'un annesi,onbir yıldız da Hz. Yusuf'un kardeşleridir.

sen sustugunda ,ben sustugumda ,bir gun herkes ve hersey sustugunda tek sey konusacak ...
saygılar
Kalbin üstünde titreyen hüzün...
Yüreğinize sağlık.
Bu başarılı çalışmanızdan ve herkesin okuması gereken bir kitabı yeniden gündeme getirmenizden dolayı sizi yürekten kutluyorum.
Güzel ve akıcı.
Kutlarım kaleminizi.Tam puan+ant
TÜM YORUMLAR (11)