Gözlerinden dökülen hayat suyu,
Yanaklarındaki gül bahçesine akıyor
İçimden alıyor bir his korkuyu
Tarihten hatırlanmasını iste;
Gülen gözleri, o kokuyu
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar
Bir Yusuf bir ihanet bir kuyu
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar,
Tersakan*** kaderimiz küçük bir dere
Tepebaşında yeni tutulmuş mezarlar
Bir kuran kursu, elifba, üç tepe
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar
Okuyan çocuklar,
Teksas Ramazan, İnek Şaban, Pala Hamza
Biz lakap takan çocuklardık zannımca
Ortaokul yılları, isminin yazdığı ranza
Babanın tamirhanesi, evinin önündeki asma
Ve deli hayrettin sopası yanında
Seni hatırlatıyor tren garı, silip onca yolcuyu
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar
Bir Yusuf bir ihanet bir kuyu
Hep yolunu gözlediğim o sokak
Nasıl da değişmiş bizi unutarak
Sen umursamaz ben korkarak
Yürüdüğümüz yollar,
Adımızı kazıdığım kavak
Dökülmüş dal dal kırılarak
Bu benim şehrim yalnızlığın havzası
Zarif kurşunların koptuğu yer,
Susmuşluğun kalem tutan hatırası
Hayat bağımı tel tel, saçların keser
Gökyüzünün karanlıkla kavgası
Kızıl dudaklar parlayan gözler
Gök kızıl bir yangın mı var,
Yoksa doğuşun sancısı mıdır?
Ateşlerle içime düşen kar,
Unutulmanın kaygısıdır
Bir kuyu bir ihanet bir Yusuf seçer
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar
Kayıt Tarihi : 17.1.2019 02:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!