Bir yürek tutuyorum, üşüyen avuçlarımda
İçinde gönül akı bir güvercin yaşayan,
Öyle ki İçinde koca bir dünyayı taşıyan.
Bitimsiz yağmurlar yağıyordu üzerine
Haki kokulu incecik mısralardan
İliklerine kadar ıslanmıştı, sırılsıklam.
Bir yürek tutuyorum, bomboş avuçlarımda
Masmavi yağmurlarla yunmuş, yıkanmış.
Ve asil mısralarla gülmüş, ağlamış,
Kıyamıyorum,
Bırakamıyorum.
Bir yürek bırakıyorum toprağa
İçine bahar rengi bir cemre düşmüş,
Ne olur isyana durmayın,
Siteme tutulmayın.
Başı öne düşmüş ürkek mısralar.
Sonra kakülleriniz uçuşmaz içimdeki rüzgarda,
Göz yaşıyla noktalar koymayın bağrınıza,
Irgalanmasın handeleriniz,
Yetim değilsiniz, yitik hiç değilsiniz,
Ne olur haykırmayın üşümüş yüreğimize
Vakitsiz düşüşünü Gümüş’i bir şairin.
Bir yürek tutuyorum, üşümüş avuçlarımda
Isınıyor ellerim,
Isınıyor yüreğim,
Sımsıcak…
İncinmesin istiyorum, üşümesin…
Üzerine titriyorum,
Sakınıyorum,
Bırakamıyorum.
Ki, o bir şair yüreği hassastır, elmastır,
kırılgandır, hislidir, incedir,
Ne olur incecik çiselese de yağmur
Doğuversin, yanı başından ansızın
Ardıl günlere yeminli, nemli güneş.
Hayır!
Size değil sitemim, matemli mısralar!
Hissiz benliğimedir.
Siz hep haykırdınız sessizce,
Oysa o hep suskundu.
Sustu, sustu, sustu…
Ve ansızın çekip gitti Sessiz,
Sessiz,
Sedasız
Ve de vedasız.
Şimdi, hıçkırık sözcüklerin karşımda
Hasbihal ediyorum yüksek fısıltıyla,
Okuyorum,
Yutkunuyorum,
Boş parantezler, kısık ünlemler,
Cevapsız işaretlerle yazdın son şiirini
Okuyorum
Lakin anlayamıyorum.
Heyhaat!
Yüklemi noksan kaldı dostluğumuzun…
Ey altın kalpli yaren!
Yarım kaldı maviye boyadığın gökyüzü,
İmzasız kaldı son mısrasını yazmadığın şiir…
Epik, lirik, pastoral takılmayacağım demiştin
Lakin dramatik yazacağım da dememiştin
Sus, sus ey dost!
Nedir bu gözünde beliren ıslak sözcükler
Nedir bu yüreğinde biriken siyah inciler …
Ki o, karıncanın kulağına şefkati fısıldıyordu,
Dalından düşmekte olan yaprağı okşuyordu,
Bir gönül kırmamak için bin kez kırılıyordu…
Değil!
Vefa bu değil,
Sevgi bu değil…
Var mı yakarışın!
Var mı yalvarışın!
Var mı duan!
Var mı Fatihan!
Kabrin nur, mekanın cennet, olsun Ey ince ruhlu şair!
Haberin olsun,
Ki yüreğin hala avuçlarımda sımsıcak, hiç üşümemiş,
İçinde bembeyaz bir dostluk var ebediyete uzanmış.
Ergün Bilgi
Ergün BilgiKayıt Tarihi : 9.3.2014 01:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!