İnsanoğlu kudurmuş, pisliği aşikâr
Ar namus avcı elinde şikâr
Gariban alışmış bakışlara haşinkâr,
Yetimin yanına kalan bir tas aşı kar
Yeni yıl diyorlar, kutlamak lazım gelirmiş
Biten yıl unutulup kadehler havada birleşirmiş
Gerisin geri saymaya başlayıp zamanı,
Şarkılarla türkülerle eğlenceye gidilirmiş
İçimde bir sızı var niyedir bilmem
Asabi yapıyor beni bu sevinç, bu neşe, bu eylem
Gözüm ufukta temizi, saflığı arıyor,
İçimdeki yaranın merhemini arıyor.
Yüzü yaşlanmış biri var uzakta;
Sanırım akranım,
Gökyüzüne bakıyor.
Peşi sıra karanlığı renk cümbüşü yarıyor.
Herkes kaçışıyor, akranım ürkek
Yüreğime fısıldıyor usulca:
“Yok yâren bu havai fişek değil,
Madalyonun ön yüzünden arkasına ölüm yağıyor”
Sokakta bir çocuk sesi, sekiz on yaşında, ağlıyor.
Üzerine yönelen metal yığınından korkmuş olsa gerek
Hayatı film şeridi gibi önünde;
Bir kareye takılıyor gözüm,
Hep bir topu olsun istemiş doyasıya oynayacak
Kim bilirdi ki;
Batıdan huzur diye gelen tankın hediyesi topla yok olacak.
Ufuğu gözlüyorum hala,
Baktıkça doluyor gözlerim.
Akranım duvara yaslanmış
Yüzünde anlamsız bir tebessüm,
Kalbini gösteriyor sonra,
Doğuştan delikmiş.
Ambargo varmış iyileşememiş.
Bir daha gösteriyor kalbini
Hafif kan sızıyor.
Gözlerini yumuyor sessizce dünyaya,
Peşi sıra gelen uğultuyla.
Ey Batı;
Huzur dediğin yara üstüne yara açmak mı?
Evladı anasız, anayı evlatsız bırakmak mı?
İçimde bir sızı var sebebi aşikâr,
Asabi yapıyor beni, insan olunca şikâr!
Kayıt Tarihi : 31.7.2006 23:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!