Bir Yolcunun Portresi Şiiri - Abucahid M ...

Abucahid Madil
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Yolcunun Portresi

O satanlar,
Onlar,

O gözü dönmüşler ki toprakta karınca,
suda balık,
havada sinek kadar
çokturlar;
İhanetçi, satıcı, ablak
iyilik kemirici, karakter ve haysiyet düşmanı
câhil, insanlık fakiri, görmemiş, bilmemiş ve kovulmuşlardır.
Yıkan, yıktıran, acizi kurban eden,
kimsesizi, mazlumu, sevgili kulları ki doğrayıp kana bulayan onlardır.
Zalimlik kitabında yalnız onların hikayetleri vardır.

onlara ki çok sözler edildi.
Ruhu satılık, kindar ve mundar bir madde idi insan değildi denildi.

-I-
Şairsin,
şairlikte karasinekle, şimşeklerden
yürüyen iki ayaklı argosundan
gazelin şiire karıştığı avarelikten
Kapitallikten, futbola küfretmekten
kendi egosundan başka bir kimliğe sahip olamayan:
mısra tüccarı,
her güzelliğe kurabiye gözüyle bakan
bir şair.
Tam bir kovulmuş, dönmüş gözlü ruhlu bir şair.

Bir de yolculuk ediyor bu şair
denizlerde, yıldızlarda
hem de evrenin denizlerinde.
iyi de bu sular,
evet, bu su deryaları, zehir saçıyor
ve kokuyorsa durmadan
Yıldızlar karanlığın ışıltısı ve sahte gülüşüyle
ışıldıyorsa eğer
… neye yarar ki.

-II -
Yürürsün,
Nişan alıp korkar, titrer
sıkar zıplar yürürsün
ve yaptıklarından korkar yürürsün.
Medeniyetin, birlikteliğin
birleştiriciliğin aynası sokaklarda boş boş yürürsün
Çünkü en çok ıssızlığı, ormanları, dağları sever
koklar öper, alnına, başının üstüne koyarsın.
Şehri, medeniyeti, ortak sesleri taşıyan
sokakları, caddeleri sevmezsin, sevemezsin
aykırı bu,
kimliğine,
ruhuna
ve varlığına.

-III-

Büyük taarruz derken,
güzel bir hatıra da güzel hayaller kurup
çekiştirirsin:
sarışın kurt gb bir yiğidi
sonra
romantik süslü bir havada
intihar çiçeğiyle atarsın onu
Kocatepe’den Afyon Ovasına.
Ne anlarsın taarruzdan, ne de cenk havasından
ne cengâver, ne şehit ne de insanlığa saygıdan.
İşin gücün boş işler
ihanet ve kızlarla bir de bol para
bir de yirminci asır kuruntusu varmış sende
ya hava ya cıva...
bence sen:
Tam bir gölgeyi Donkişot’sun, kanımca.

-IV-
Güzel bir manzarada
göle benzettiğin denize
Balık misali bakıp suya yorgunsun derken
Çamlı belden ilham alıp ışıltıya dalmışken
İntihar edip ölüp gitmek
güzelliğe, dakikasın da ruhun satmak
ancak sarhoş işidir.
bir cinsin bir sırrı ya da etiketidir.

-V-
Hasret
Denizleri kirletip, delik deşik edenler
Egoist kumarbazlar,
neden dönmek ister ki denize
neden hasretini duyar suların, yelkenlerin, aynaların.
Göreceğin bakacağın nedir senin.
İnsan deyip de kendini düşünen avarenin...

-VI-
istiklal
Hünerlidir,
dedikleri elleriyle satarlar vatanı, canı, cananı
Kahpe kurşun gb yok ederler nuranı
sonra istiklal, sonra sularım, topraklarım
kardeşlerim, gözü dönmüşlerim korkuyorum ölümden
Ama oda ne, bravo!
çok şükür, denize döktüler kurtulduk bu ölümden,
derler.
sonra da bir mazlumun sesiyle anarlar kardeş diye
mazlum düşenleri,
Mısırlıyı, şarkıları, sözleri...
yanındayım, canındayım istiklal otobüsüyle
şarkımı çığırıp geliyorum otobüsü sakın kaçırma
istiklal dans ediyor hemen sarı ver belinden.
gözlerim dönerse şaşırma
Boş ver akıt kanını
ver gitsin be canını
ben de sen gb bir mazlumum,
ben varım yanı başında
bir kapitalist savaşçısı.
diyedir felsefesi.

-VII-
İyimserlik
Zalimle el ele tutuşup
İnsanlara kıyarken
kaleminin zehriyle tuzakları kurarken
ektiği zehirleri basılacak
ayarlanmış bu olayda mektubunda olacak
dünyanın yönetimi satmışlar da olacak
diye iyimserlikle beklersin.
Ne ekersen onu biçersin derler, hatta dersin
ama
yine de iyimserlikle beklersin
göremediğin ölümünü.

-IIX-
İyimser Adam
İnsanlığın katledilişinde, yanışında yok oluşunda
iyimser adamı aramak
bir ah etmeden bir kahretmeden seyre dalmak
yaşarken öldürülen insanları, denizi, sevdaları
yaşarken atom kazanında öldüren patlamayı, atomu ve zehri
kaygısız sözler dizdirmek çaktırmadan
ancak
katilin, zalimin, gözü dönmüş ruhsuzun
insanlığa bela diye gelmiş bir geçmişin eseridir.

-IX-
Kar yağıyor,

Kar yağışında bir ıstırap, bir üzüntü, bir acı...
var senin.
Kar:
o buradaki yaşayışın ruhuydu, gülümseyişi
döngüsü, hatta güzelliği.
Sabahın aydınlığında beyaz billur ışıltılı bir ufuk beliriyor,
Karın altı sıcak,
biraz daha yağarsa tüneller kazılacak
bir de üstten donarsa kilimler serilecek:
beyaz kilimlerle serildi bak yeryüzü.
ne anlasın bunu tuhaf sanan yabancı
toprağım diye sarılırsın
amma,
bilmezsin ki bu toprak senden dünya kadar ırak
biraz daha durursan sancın da başlayacak.
Ahh... ah! : hancı, bu senin yurdunda bir yabancı.

-X-
zaferinde, zafer uğruna her şeyi katletmek var
peki niye?
bu zafer kimin için?
ortada insan yok, ruh yok
sevgi yok: her şeyi katlettin çünkü.
vahşetin tırnağı söktü koparttı onları
Şerik şerrinin zaferi yok etti, içindeki insanlığı.

zaferinde ölüm var, şehit yok
yok oluş var
sonsuzluk yok
sevgi yok, saygı yok...
uzaklık var, dişlemek var, zorbalık var
büyüklük yok
insan yok, hayvan bile yok.

-XI-
Vatanını, yurdunu; sevenini sevdiğini
üç kuruşa satıp da
kurtuluşu ararsın ellerin diyarında
misafir bir gömüt olmak istersin yine,
hanların konağında.
Belki de,
hancın olmasaydı, han olmasaydı
olmayacaktın bile.
ne bir ot, ne bir kum ne de bir yel bile.

Abucahid Madil
Kayıt Tarihi : 21.12.2013 13:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abucahid Madil