bugün
bitmesini
istemediğim
bir yolculuktun sen
gülünce
parlayan
gözlerin
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Yüreğinize sağlık güzeldi
Bir kalıba uyduruyum diye zorlanmadan yazılan güzel bir şiir. Duygular güzel dile gelmiş. Kutlarım. Selamlar...
zaman aynı zaman aslında degişen bizleriz..bitmesini istemedigimiz zamanlarımızından bize kalan yitikliklerimizi yaşatıyoruz dizelerde..teşekkür ederim şiiri veşairini kutluyorum
zaman aynı zaman aslında degişen bizleriz..bitmesini istemedigimiz zamanlarımızından bize kalan yitikliklerimizi yaşatıyoruz dizelerde..teşekkür ederim şiiri veşairini kutluyorum
bugün
bitmesini
istemediğim
bir yolculuktun sen
gülünce
parlayan
gözlerin
güneşin otobüse yansıyan ışığını
gölgede bırakıyordu...
Tebrikler değerli şairim güze bir şiiir di yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun tam puanımla saygılar
Çok güzeldi...hesaba katılmayan duygusallıklar..kutluyorum...saygılar.
Ahhh şu büyüyen yokluklar. Tekrar bir yerde rastlarmıyımki diye içinden eksiltemediğin umut ve bir ışık. Kazım anlam yüklü satırlar. Şiiri özgürce yazmak sana yakışıyor. canbaba
BİR AYAK ÜSTÜ MEYHANESİ
Ankara’da,
Esen park’ta
bir ayaküstü meyhanesi.
İş bitimi insanlar uğrar
ağız tadına eşlik edecek bir dost
ve bir şişe şarap arardı.
Şiirlerini meze yapardı şairler
ve şarabı baştan çıkarırlardı
sevda türküleri yakarak.
Kimi yerde
sarhoş beyitler
can yeleklerini giyer
düşerdi dudaklardan ölüme.
İçtikçe kanıksanırdı dertler,
karanfiller kan ağlardı
yedi veren güllerle.
Ankara’da,
Esen park’ta
bir ayaküstü meyhanesinde
şarap renginde
nehirler boşalıyor
fıçılara.
Fıçılar doluyor.
Fıçılar ki
mahzenlere tutsak.
Fıçılar ki,
bir yeni gecede
dudak öpecek
kadehlerde uyandırıyordu
aşkları.
Şimdi şarap tadında her şey.
Bağ bozumunda
hasat edildi yüreği toprağın.
Bir gün batımına uğurlandı
şarap rengi ufuk
ve çakırkeyif bulutlar.
Ankara’da,
Esen parkta
bir ayak üstü meyhanesinde
şarap rengi
yalanlar yağar.
Avcı hikayeleri anlatılır
duvarlara sinerken suretler
mum ışığında.
Pasif direnişinde aklın
bir afyon vurgunu yemişse beyin
“şarabı benden çok sevme” dedi bir güzel.
Oysa aşk deplasmanda
şimdi benimlesin
şarabım.
Acıyan yanı ayık
olmaza girmiş düş uyanıp
içinde örseledi önce yaşamını
bir yudum şarabın tadına vardı.
Tahammülsüz telaş içindeki yaşamında
unutup dertlerini,
gerçeğe
bir yudum şarap uyardı.
Bir yudum şarap.
Ahmet Canbaba
çok çok beğeniyle okudum..
hele hele giriş bölümünü çok sevdim...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta