06 Ocak 2013 Pazar 05:54:15
Düşünen Düşünürlerin Düş Ürünleri ile ANADOLU İÇİN YÜRÜMEK! .
= 000.021 =
Düşünen Düşünürlerin Düş Ürünleri ile ANADOLU’DA İLERLEMEK! .
“YALNIZLIK” Adlı Romandan:
Ertesi sabah saat sekizde odasının pancurlarına bir avuç çakıltaşı atıldı. / Derin uykuda olmadığı için / yataktan fırladı / giyindi, / bir gece evvelinden bir iskemlenin üzerine muntazaman sermiş olduğu elbiselerini alıp / giyindi. / Sonra merdivenleri ikişer ikişer atlayarak aşağıya indi. Loş holde üzeri beyaz bir peçeteyle örtülmüş bulunan hazır sepeti buldu. / Bir gece evvel hazırladığı yolluğu o sepetin içine koyarak hole bırakmıştı. / Onu kavradığı gibi kolunun altına sıkıştırdı, sonra evin ön kapısını açmak için ağır sürgüleri çekti… Dışarı fırladığı vakit birdenbire yüzüne çarpan çıyıl çıyıl güneş ışıkları gözlerini kamaştırdı, sonra adeta arkadaşının kolları arasına düştü. / Omzunun üzerinde iki uzun bambu kamışıyla evde yapılmış bir torba vardı; ayaklarına o kocaman bahçıvan potinlerinin, üzerine de branda bezinden yapılmış eski bir ceket giyinmişti. Ana yola giden daracık tozlu yolda yanyana yürümeğe başladıkları vakit / acele etmeleri lazım geldiği bildiren hafif bir tebessümle / bakarak işaret verdi. / Onun acele etmeleri için kendisine işaret verdiğini anlamıştı. / Hakikaten de zamanında gelmişlerdi. / Tam köşeye vardıkları sırada / bir motorun uğultusu kulaklarına geldi, arkasından da hemen / otobüsü göründü. / İşareti üzerine sarsılarak duran otobüsün içi tıklım tıklım kalabalıktı, fakat yine de otobüsün arka tarafında kendileri için açılan bir yere / sıkıştılar. / Otobüsün yolcuları çok şen insanlardı; başlarına düz şapkalar ve siyah bolerolar giymiş ameleler. / Ayaklarının diplerinde bir sürü paketler, / yumurta, olgun zerdaliler, narlar, / sepetleriyle hısım akrabalarını ziyarete gidiyorlardı. Bazı yolcuların da yanlarında / kamışlarla balık torbaları vardı. Bazıları yakalayacakları çekirgeleri içlerine koyacakları ufak, acayip bir takım kafesler götürüyorlardı. / Yolcular / derhal tanımış, doğrusunu söylemek lazım gelirse heyecanla karşılayıp selamlamışlardı; çok geçmeden / hararetli bir muhavarenin mihrakı haline gelmişti. / Muhtemel neticeleri münakaşa edildi. / Yardımcısını hararetle müdafaa etti. / Neşeli ve sakin tabiatlı bir adamdı, hiç kızmadı. / Bu insanların zannettiğinden ne kadar farklı, ne kadar şen, ne kadar hür olduklarını düşünmekten kendisini alamadı. / Bunu da düşünmekten kendisini alamadı. { Kitap Yazarı: A.J. CRONIN – Çeviren: Leyla YAZICIOĞLU – Arif BOLAT KİTABEVİ/İSTANBUL 1957 – Kitap Cümlesi Seçki Sırasını Derleyen: Kemal KABCIK/ANTALYA/06 Ocak 2013 Pazar 06:31:22 – Seçki Derleme Sayfa Numara Arası: 085. ile 88. Sayfadan Derlenmiştir.}
Kendi Düşüncemizin Düş Gücü ile DAHA DOĞRU OLANI KEŞFETMEK! .
= TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ =
Kendi Düşüncemizin Düş Gücü ile DOĞRUYA ÖMRÜ VAKFEDEBİLMEK! .
Kayıt Tarihi : 6.1.2013 06:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!