Otobüsün tekerlekleri inadına dönüyor
Dönüyor ama
Nereye gittiğini o da bilmiyor
Döndükçe geçmişi fırlatıyor ardına
Meçhul geleceğe doğru koşuyor,
Aslında neden koştuğunu o da bilmiyor.
Medeniyetler zelzele geçiriyor
Bir oraya bir buraya dönüşlerden
Beyni bulanıyor yolcuların.
Hâlbuki diğerlerine eğilseydi boyun
Oluşmayacaktı hiçbir sorun!
Radyoda bir şarkı
“Dünyanın tüm çiçeklerini getirin
getirin buraya' diyor
Hâlbuki başkalarının bizlere
“Bize benzetip de getirin ”
Deyişleri hiç sorgulanmıyor bile!
Sorgulanan gözü yaşlı güvercinler
Sorgulanan uçamayan martılar
Sorgulanan hayatımız
Yani sorgulanan özgürlüğümüz
Gülleri, laleleri, papatyaları istiyorlar
Goncalar olmasın. Aman!
O açılsın, açılmazsa siz açın öyle getirin!
Nedense goncalar çiçekten sayılmıyor
Siyah martılarını istiyor onlar
Bizim pamuk kuşlarımıza benzeyemiyorlar.
Otobüs hâlâ gidiyor...
İlerinin ışıklı olduğunu biliyor
Çünkü her gecenin sonunda
Daima bir gündüz geliyor.
Yolcular ağlıyor
Gözyaşlarını gizlemeye çalışıyorlar
Değerini hiçbir şeyle ölçemiyorlar
Varsın bütün yollar çıkmaz olsun
Varsın önlerine hiç durak çıkmasın
Ne zararı dokunur ki
Hepimiz bu yolda ölmeyeceğiz mi?
...ve yolcular ağlıyor
Çünkü dünyanın tüm çiçekleri gidemiyor
Goncalar ne zamandır hor görülüyor
Çünkü bu dünya onlara dar geliyor.
Yolcular gözyaşlarını saklıyor
Başkalarının onları görmesiyle
Değerleri alçalmasın diye.
Akan gözyaşları dua oluyor
Dualar bembeyaz nur olup
Yüce Rabbe yükseliyor
Aman Allahım! Neler oluyor?
Ne büyük bir nur var ortalıkta
Karanlıklar bürünüyor nurla
Otobüsün içinde kalan tek yolcu gülüyor
Ve yollar gülüyor, goncalar gülüyor
Hepsi tebessümlerini saklıyorlar
Beddualarını okurken siyah martılar
Geri atıyor dalgalar bedduaları
Tekrar istiyor beyaz martılarını
Bahçesine kavuşuyor goncalar
Ve vuslata eriyor tüm yollar.
Kayıt Tarihi : 23.8.2010 16:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!