Bir yıldız daha kaydı gecenin kafesinden,
Yine ay demir attı suların mavisine.
Hülyalı bakışlarla çağların ötesinden,
Karıştı deli gönlüm rüzgarların sesine.
Düşerken çiğ damlası defnenin yaprağına,
Dolaşır üstümüzde bulutun bakışları.
Efsunlu sabahların yeşeren toprağına,
Konuk eder vadiler kayalı yokuşları.
Süslerken kar beyazı örgülü saçlarını,
Bakar tozlu resimler yaşamın arkasından.
Bir derin sevgi süsler mahsun bakışlarını,
Renk alır gelincikler geçenin karasından.
Kuşluktan arta kalan öğlenin sıcağında,
Günün moru karışır zakkumun pembesine.
Bağrı yanık annenin kor düşer ocağına,
Gül açmış, seyran olmuş bahar gelmiş nesine.
Binerken hasret yükü sıvasız duvarlara,
Çatılarda görülür kasırganın izleri.
Boşluğun ortasında kül olan sevdalara,
Sancı olur buluta bir ağacın gözleri.
Ölüm safra sarısı kalanların ağıdır,
Kendini tanımlayan yüreklerin dağıdır,
Geçip giden zamanda yakının uzağıdır,
Varla yok arasında yenilenme çağırır.
Kayıt Tarihi : 3.2.2010 19:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!