Bir Yıldan Sonra Merhaba...

...
İstanbul'a nerdeyse eylül geldi, oralara ne zaman Mayıs gelecek? ? ? ...
Sen istemesende (ki sanırım öyle) ,
İstemesemde (ki sanırım en azından artık istememeliyim, ve artık eskiye göre daha az da olsa...)
Aklımdasın...

Kırlangıçlar bir kez daha göç etti daha sıcak mevsimlere...
Peki sen gidipte dönmemecesine, gelipte bulmamacasına hangi sıcak mevsimlerdesin? ? ? ...
Gerçekten daha sıcak mevsimlerde misin? ? ? ...

Peki ya ben.
Bana ne demeli? ? ? ...
Ben varya ben...
Aslında en akıllanmaz ve arlanmaz ilan edilmeli...
Kendimi tanımasam sözünde durmaz da ilan edebilirim hani beni...
''Özledim'' dediğinde ''öyleyse kalk gel'' demiştim ve..
Ve sen bir kez daha ertelemiştin gelişlerini de sana kızmıştım...
İşte o an...
Keşke telefon numaranı silebildiğim gibi, senin yazdığın kelimelerini, samimi sözlerini, buğulu sesini ve o kırılgan bakışını da bir çırpıda silebilseydim...
''Sadece iste '' demiştim, ''geldiğim gibi sesizce çıkarım hayatından'' galiba beceremedim... üzgünüm...
Neredeyse her kahve içtiğimde, ''hiç aklına gelmiyor muyum? ? '' diye kendime sorarken, nasıl hala bu satırları yazabiliyorum sana... (daha doğrusu yazarken bulabiliyorum kendimi? ? ...)
Ama en azından çabam için bir aferimi hak ettim, ikimizde itiraf edelim... :))

Neyse sanırım yine doğru anlatayım derken çok uzattım...
Sana yazmak bir kez daha...
Keyifliydi...
Sen şimdiye kadar yaptığın gibi boşver lütfen...
Ben işte...
Her zaman ki ben...

Ağzımda buruk bir tad olsa da hala şöyle bir düşündüğümde Aklımdasın...
Sadece bil istedim...
Bir kez daha...
Cesurca...

20.08.2009