Taş yerinde ağırdır derler atalarımız. Neden mi? Yerinden oynayan taşlar aşınmaya, sürekli oradan oraya yuvarlanmaya mahkûmda ondan.
İnsanoğlu da aslında kendi eşinin dostunun olduğu, doğduğu yerlerde daha da bir ağır değil mi? Her horoz kendi küllüğünde öter sözü de bu duruma güzel bir örnek olabilir.
Ancak günümüzde insanoğlu geçim sıkıntısı ile doğduğu topraklardan doyabileceği topraklara doğru bir nehir misali akıp gitmekte… Bu akışın oranı normal sınırları çoktan aşarak %70-80 sınırlarına dayanmış… Bu kadar hızla gelen göç dalgası, tıpkı delice akan bir ırmağın, delice esen fırtınaların verimli toprakları alıp ırmak yataklarına biriktirdiği erozyon belası gibi üretken insanlarımızı da şehirlere istiflemekte.
Farklı yerlerde farklı insanlarla, farklı kültürlerle yüz yüze gelen insanımız yeni düzene ayak uydurmada zorlanmakta… Bu farklılıklar kimi zaman bir girdap gibi bir yerlere sağlam tutunamayanları acımasızca içini alıp yok etmekte. Birçoğu bu yeni ortamda hiçbir şey yapamadığından hayatlarının baharında eşiyle, çocuklarıyla yaşadığı sosyolojik ve ekonomik travmalar sonucu yok olup gitmekte…
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta