BİR YALNIZLIK ÖYKÜSÜ/SEVGİ/SİZ ÇİÇEKLER
Güneş kavururken çatlayan kuruluğunda suya hasretti toprak...Günlerden hangi gün olduğu belirsizdi.Yalnız hissediyordu kendini; sararmış, küskün, kırgın...Yol boyunca gözlerini gezdiriyordu anlamsızca etrafta...Yaprakları cılız,renkleri solgun, tohumları kuruydu...Kimsenin farkında olmadığı bu zamanda şimdi ne kadar çaresizdi.
Çiçeğimizin öyküsü yıllar önce toprakla buluşturan bir çocuğun avuçlarında başlamış..O zamanlar her yerde insanlar evler bahçeler varmış...Çocukların oyunlarında şenlenen bahçeler...Öyle bir günde bir çocuğun avuçlarından yol kenarına dökülen tohumlar,yağmurlarla ıslanarak filizlenmeye başlamış..Böylece dünyaya merhaba demiş bizim çiçeğimiz..
Gökyüzünün maviliğini görmüş önce kamaşan gözlerinde.Sonra gecenin sabahlara uyanışı gibi yaprakları dönmüş tomurcuklarından güneşe..Sevimli canlı mutlu bir çiçek merhaba demenin güzelliğinde karışmış doğanın bin bir renklerinin arasına...
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.