Şu titreyen ellerim,
Şu soluk yazan kalem,
Üstünde yazı yazdığım bu eski masa,
Oturduğum sandalye.
Kırık dökük camlardan içeri savrulan rüzgarın
Kulaklarıma ismini fısıldayan sesi.
Gaz lambasının sönük ışığı,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta