Umutsuzluğumun ardına gizledim mutsuzluğumu.
Her geçen günde tükenen ümitlerin gidişine bağladım suskunluğumu.
Giderek artan vuslata karşılık azalan ömrümün, küstahça galibiyet sevinçleri atan hayata yenilişine sardım yaralarını....
Benliğimin sensizliğine değilde bensizliğine ağladım daha çok.
Düşündüm...
Ne zaman bu hale geldim ben, ne zaman vazgeçtim kendimden?
Senden öncemiydi aklın firarı yoksa senden sonra mı bu amansız ağrı...
Sahte sevgilerin ve bekleyişin sonsuzluğuna adadığım gönlümü ne zaman parçaladım böyle delice?
Anka kuşu sanırdım kendimi eskiden,küllerimden doğar ve daha yüksekten uçardım.
Kırılmazdı kolum kanadım.
Şimdilerde ne bir kuş sayıyorum kalbimi nede bir taş hiç olmadığı gibi.
Belki bir kum tanesiyim parçalanamayacak kadar gizli,yönünü seçemeyecek kadar tutsak rüzgara.
Şimdilerde geleceği hafızasından silmiş, geçmişinin gühanlarına boyun eğmiş bir köleden farksız bedenim.
Gittiğim yollar,kurduğum cümleler birbirinin aynı...
Başkalarının söküklerini dikerken kalbimin yamalarını yarım bırakan bir terziyim şimdilerde.
Kendini çözümleyemeyen bir formül belkide.
Bir el uzanıyor uzaklarda biryerde.Ama tutup sıkıca bilinmezliğe uzanma cesaretim nerde?
Şimdilerde kalemim bile gülüyor halime.
'Ne için yoruyorsun beni kalbini anlayan olmayacak ki'
Giderek ıssızlaşıyorum galiba.
Kalemim bile kendi derdinde.
Bense hala boş bir çabayla beklemekte..
Kayıt Tarihi : 26.4.2011 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!