Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
Yıllar
yıllar geçti,
ben hep aynı köşe başında kendimi bekliyorum.
Henüz küçükken
biraz daha büyüdüğüm zaman
daha bir ben olacağım diye düşünürdüm.
Şimdi 30’un üzerinde
hangi yaşımda daha bir bendim diye düşünüyorum.
Hangi kavşakta kaçırdım acaba kendimi....
Ben burnumun dikine giderken
o hangi sessizliğe göç etti.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
12-13 yaşlarında elimde Dr.Faust kitabı ile uyumak.
Yarı uyumak yarı hayal kurmak.
Yıllarca kaç kez sattım ruhumu şeytana,
kaç kez geri aldım bedelsiz.
Ne ben onun şeytanlığına laf ettim,
ne o benim iflah olmaz insanlığıma.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
Gençliğimin ilk yılları
Mahalle arasında tanıdım
ilk aşkım
Çocukluğumun son ezgilerini söyledim gece gezmelerinde.
Erkekliğe ilk adımlarımı attım sessiz telefon konuşmalarında.
Bir ıslak İstanbul’un ilikleri donduran
ilk sevda türkülerini söyledim
evimizin parka bakan şarap rengi penceresinde.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
Yeni yetme yüzümde
özgürlük işaretleri bırakmak.
Evden uzak geçen ilk günlerin gecelerinde
gözüne ışık yemiş bir tavşan gibi sinen,
gündüzleri ise her gördüğü tavşanı gece gibi sindiren
yaşlar geldi sonra.
Bir isyan çığlığı her sabah ezanında.
Gözümü bürüyen kırmızı renk ne çok yakışırdı bana.
Başı dik,
yumruğu havada,
her daim uzlaşmadan daha uzağa.
Bilirim ki o dönem isteseydim
alırdım dünyayı omuzlarıma,
taşırdım canımın istediği kadar.
Şimdi bakıyorum da ne kocaman dünya...
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
Üniversite biterken
elinden tuttuğum sevgilinin elini sallamak boşluğa.
Adını hoşça kal koyduğum aşkları sıralamak sonra.
Yüreğimde bitmez dediğim
sevgi sözcükleriyle
bir revolveri doldurmak,
her bir hoşça kalda
sıkmak yüreklerine.
Aldırmadan sıkmak kurşunu.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
25’li yaşları görür gözlerim.
Zaman iki satırı üst üste koyup
siper alma zamanıdır.
Saklanma,
susma zamanıdır kelimelerin ardına.
Geceleri süper kahraman olmayı bırakma zamanıdır.
Alışmak gerek siyahın kötü, beyazınsa her zaman iyi olmadığına.
Artık sisli, gri sabahlara özlem duyar tenim.
Yürüdüğüm yollarda “sola devamlı keskin viraj” tabelası en büyük korkumdur artık.
Kaçışıma sebeptir patika yollara,
kayboluşuma vesile....
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
Satır araları,
hep ortak öznesi,
paylaşıma açık yükle mi olur hayatın.
Bir dost ve
bedelsiz satışa çıkarılışının.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar mı zor?
“henüz” kelimesi 30 üstünü gösteriyor.
Belki gözlerim 40 civarı.
Yüreğim.........
ama hâlâ revolverim dolu.
Ne tek ne de sondur kurşun.
Çeviririm kendi yüreğime,
intikamıdır 30 senenin.
Her tetiğe basışımda
“beni seviyorum”
diye patlar revolverim.
“seni seviyorum”
diye yankılanır.
Bir yalnızlığa mektup yazmak bu kadar zor!
20 Haziran 2005
Görkem KayaKayıt Tarihi : 29.6.2005 15:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)