Bazen gitmek düşer bahtımıza, yol ayrımlarında durur bekleriz yönümüzü tayin etmeye çalışırız, içimiz sızlarken çok kalay olmaz gitmek. Geride bırakılan kişi ruhumuzu besleyen kişi ise eğer daha da zorlaşır her şey.
Gitmek ve kalmak arasında sıkışır kalırsınız. Mantık git ardına bile bakma der. Ama yüreğiniz elvermez gitmeye. Aslında bilirsiniz kalmak daha çok yaralayacaktır sizi, yine bilirsiniz ki ruhunuzu besleyen damarınızı koparıp atmak olacaktır gitmek.
Eğer göze alabiliyorsanız ruhunuz, yani ‘‘o’’ olmadan yaşamayı gitmek en doğrusudur.
Ve o gidiş bir şarkıdır aslında uzun zamandır kendi içimizde mırıldanarak söylediğimiz. İçinde ayrılık notalarıyla bezenmiş bir veda şarkısı.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.