Kısacık bir ürpermeydi yaşadığımız.
Sonbaharın veda koktuğu bir akşamdı.
Sen; içinde bitmemiş sevdalar getirmiştin,
Bense incinmektenyorulmuş yüreğimi.
Yanyana koyduk korkularımızı, hayallerimizi.
Çaresizlikle geçen yıllara inat,
Bir sevda düşü kurduk birlikte.
İçinden hüzün geçen, umut geçen,
Belki bu kez doğru insandır beklentisi geçen bir düş.
Sözler verdik, tutulması mümkün olmayan.
Doğmamış üç çocuğa dair gülünesi kavgalarımız oldu.
Ben iki diyordum, sen üçte ısrarcıydın.
Gecelere sığmazdı yüreğimizden düşen masallar.
Aynı şarkılara ağladığımızı sanırdı zavallı yüreğim,
Çok sonra anladım; fırtınanın bana,
Şefkatinin ise başkasına olduğunu.
Biliyordum; ne kadar yüksekten düşersem,
Canım o kadar yanacaktı.
Ama engel olamadım;
Mutluluğun ayaklarımı yerden kesmesine.
Öyle çok sevdim ki seni;
Acımın büyüklüğü hiç kalır yanında.
Sen gideli koca bir mevsim geçti.
Hala ikimiz için şarkılar tutuyorum, hepsi ayrılığı anlatan.
Meğer ne zormuş, sevdayı tek yürekte taşımak.
Sırtımda kamburum, kalbimde kanayan yaram oldun.
Yine de taşıdım seni; tuz basa basa yaralarıma.
Sevdamın yükünü yalnız taşıyorum artık.
Bir yüz görümü uzağımdasın ama yoksun.
Gözlerim ruhunu öpsün; elveda ayaz gözlüm.....
13,03,2008
Nilgün YıldırımKayıt Tarihi : 17.3.2008 13:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)